Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Gaziantep'e gelerek partisinin il binasında düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 20.09.2017 17:11
Haber Güncellenme Tarihi: 06.12.2023 04:45
Kaynak: İHA
Destici Kürdistan Bölgesel yönetiminin 25 Eylülde yapacağı referandumun Türkmen bölgesinde de yapılması durumunda o bölgede çatışma kaçınılmaz bir hale geleceğini ifade etti.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Barzani'nin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminde (İKBY) 25 Eylül’de yapacağı referandumum korsan bir referandum olduğunu ifade ederek, “Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde kurulmaya çalışılan ikinci bir İsrail devletidir. Buna izin verilemez ve müsaade edilemez. Askeri müdahale de dahil her türlü seçenek masada olmalıdır ve gerektiği zamanda harekete geçirmelidir. Büyük Birlik Partisi olarak kendi devletimiz ve hükümetinden beklentilerimiz öncelikle Cuma günü gerçekleşecek Milli Güvenlik Kurulunda eğer o güne kadar Barzani bu korsan referandum sevdasından vazgeçmedi taktirde Türkiye'nin yapacağı hareketi açıklamış olmasıdır. Türkiye’nin eğer bir referandum yapılırsa sınırlarını kapatacağını, siyasi, ekonomik ve kültürel tüm ilişkilerini keseceğini ve o bölgedeki gelişmelere göre askeri müdahale de dahil her türlü seçeneği hayata geçirebileceğini çok net bir şekilde ifade etmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanının hem Türkiye'de hem de ABD'de yaptığı açıklama beklentilerimizi karşılar niteliktedir. İnşallah Milli Güvenlik Kurulunda bu çok daha da netleştirilmiş hale gelecektir. İnşallah o güne kadar Barzani de bu korsan referandum sevdasından vazgeçer” dedi.
“FIRAT KALKANI HAREKATI GİBİ BİR OPERASYON BAŞLATMALIDIR”
Desteci konuşmanın devamında Türkmeneli bölgesinin önemli olduğunu belirterek, “Kuzey Irak'ın geneli dışında bir de bizim için hassas olan Türkmen bölgesi var yani. Çünkü orada Kerkük'ün, Musul'un içinde yer aldığı Türkmeneli bölgesi var. Buralar bölgesel Kürt yönetiminin sınırları içerisinde yer almıyor. Irak Türkmen Cephesi lideri Erşat Salihi, asla bu referanduma onay vermediklerini, katılmayacaklarını ve Türkmeneli bölgesinde referandum olursa o bölgelerdeki il binalarını işgal edeceklerini açıkladı. Böyle bu durumda o bölgede çatışma kaçınılmaz bir hale gelecektir. Barzani eğer bu korsan referandum sevdasından vazgeçmez ise; Türkiye, sınırlarını kapatmalı, siyasi, kültürel, ekonomik bütün ilişkilerini kesmeli ve askeri müdahale seçeneğini masada bulundurmalıdır. Türkiye askeri müdahaleyi her an masada hazır bir şekilde tutmalıdır ve gerekli anda da Fırat Kalkanı Harekatı gibi bir operasyon başlatmalıdır. Eğer ihtiyaç olursa ve gerekirse biz de gider askerimize ve güvenlik güçlerimizin yanında saf tutarız. Dolayısıyla orada asla ve asla işgal edilmesine ve birilerinin ayak oyunlarıyla Türkmenlerin oradan çıkarılmasına müsaade edilmemelidir. Artık bıçak kemiğe dayandı. Bizim kendi devletimizden ve hükümetten beklentimiz Barzani bu referandumdan vazgeçmediği şartta sınırlar kapatması, siyasi, ekonomik ve kültürel bütün ilişkiler kesmesidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin oradan gelecek petrol ve gaza ihtiyacı yoktur. Gerekirse arabayı bilmeyiz, gerekirse tekrar sobalarda ısınırız ama ve asla ve asla petrol ve gaz için Barzani’ye taviz verilemez. Onun yaptığı bu korsan referandum mazur görülemez asla ve asla taviz verilmemesi lazım. Türkiye'nin petrol ve gaz ihtiyacını karşılayacak pek çok alternatifi vardır” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE'NİN KAYBEDECEK ZAMANI YOK”
Destici Suriye'deki iç savaşa da değinerek, “Türkiye için Kürdistan referandumdan daha da büyük tehlike oluşturacak Suriye'nin kuzeyindeki gelişmelerdir. Suriye'nin kuzeyinde 5 kantonda ve her bir kartonda 10 bin olmak üzere ABD destekli 50 bin terörist yetiştiriliyor ve bunların sayısı şu an bazı bilgilere göre 70 bin bazı bilgilere göre 100 bine yakın sayıya ulaşmış durumdadır. Bunlar ABD tarafından niçin silahlandırıldı ve eğitiliyor? Bu PKK'lı, YPG'li teröristler Rakka operasyonu bahanesiyle ABD tarafından Suriye Demokrat Güçleri adı altında yetiştiriliyor. Peki ondan sonra ne olacak? Rakka operasyonun ardından bu teröristler buharlaşmayacak o bölgede kalacak. 100 bine yakın terörist yetiştirilir şu anda ABD tarafından Demokratik Suriye Güçleri adı altında. Bunlar da aynı Barzani'nin yaptığı gibi daha sonra referandum yapacaklardır çünkü bütün bölgeyi ele geçirmiş vaziyetteler. Onlar da aynı Barzani'nin yaptığı gibi daha sonra referandum isteyecekler ve daha sonra o silahlar Türkiye'ye dönecek. Onun için Türkiye'nin bu hususta da kaybedeceği bir zaman yoktur. Türkiye'nin bu hususta acilen önlem alıp bu teröristlere müsaade etmemesi lazımdır. Gerekli tedbirleri alıp bunlara önlem alması lazım” ifadelerine yer verdi.
“EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNE DİKKAT EDİLMELİ “
TEOG sınavının kaldırılmasının yanlış olduğunu vurgulayan Desteci, “TEOG sınavının kaldırılması ile ilgili işin usulünün yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum. TEOG çok mu doğruydu çok doğru değildi. TEOG'dan önceki SBS sistemi çok doğru değildi. Yani aslında eğitimimiz yanlış. Eğitimde köklü bir reforma ihtiyaç. Eğitimde müfredat, üniversiteye giriş sınavı, öğretmen alımı, öğretmen yetiştirilmesi, bunların hepsi toplumda tartışılıyor çünkü iyi gitmiyor. İyi gitmediğini neticelerde de görüyoruz. Her yıl on binlerce öğrenci sıfır çekiyor. Dolayısıyla da burada eğitimde fırsat eşitliğine dikkat edilmesi gerekiyor. Çocuklarımızın, öğrencilerimizin yeteneklerine, ilgi alanlarına, beceri alanlarına göre ve kendi istekleri doğrultusunda yönlendirilmesi lazım. Onu sağlayacak bir eğitim sisteminin ve sınav sisteminin ortaya konulması lazım. Ve bütün bunları yapabilmek için de ortak bir akılla bu işi yapmak gerekiyor. Öğrenci bu sene TEOG'a göre hazırlanmış ve kaydını yapmış. Bir planlama yapılıyorsa ve bu değiştirilecekse bile en az 3 sene sonra başlamak şartıyla bir takvim belirlenerek yapılması lazım” şeklinde konuştu.
“SINAV SİSTEMİNE İHTİYAÇ VAR”
Desteci son olarak TEOG yerine getirilecek sistem için önerilerde bulunarak, “Sınav sistemi ile ilgili hükümeti şu önerilerde bulunuyoruz; birincisi okullarımız aynı düzeyde ve aynı kalitede olmadığı için mutlaka ve mutlaka bir sınav sistemine ihtiyaç vardır. Sınav eğitimde fırsat eşitliğini getirecektir. İkincisi okuldaki başarı durumu yüzde 50, sınav sonucu yüzde 50 dikkate alınmalıdır. Üçüncüsü de ortaokuldan liseye girerken öğrencinin yeteneği belirlenip çocuklarımızın buna göre liselere alanlara gönderilmesi lazım. Yani siyasi ve ideolojik kayıplardan uzak durarak bu üç kriter dikkate alınarak bir düzenleme yapılırsa doğru bir sistem bulunacaktır diye düşünüyorum” diye konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Destici gündemi değerlendirdi
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Gaziantep'e gelerek partisinin il binasında düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Destici Kürdistan Bölgesel yönetiminin 25 Eylülde yapacağı referandumun Türkmen bölgesinde de yapılması durumunda o bölgede çatışma kaçınılmaz bir hale geleceğini ifade etti.
“BARZANİ KORSAN REFERANDUM SEVDASINDAN VAZGEÇMELİ”
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Barzani'nin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminde (İKBY) 25 Eylül’de yapacağı referandumum korsan bir referandum olduğunu ifade ederek, “Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde kurulmaya çalışılan ikinci bir İsrail devletidir. Buna izin verilemez ve müsaade edilemez. Askeri müdahale de dahil her türlü seçenek masada olmalıdır ve gerektiği zamanda harekete geçirmelidir. Büyük Birlik Partisi olarak kendi devletimiz ve hükümetinden beklentilerimiz öncelikle Cuma günü gerçekleşecek Milli Güvenlik Kurulunda eğer o güne kadar Barzani bu korsan referandum sevdasından vazgeçmedi taktirde Türkiye'nin yapacağı hareketi açıklamış olmasıdır. Türkiye’nin eğer bir referandum yapılırsa sınırlarını kapatacağını, siyasi, ekonomik ve kültürel tüm ilişkilerini keseceğini ve o bölgedeki gelişmelere göre askeri müdahale de dahil her türlü seçeneği hayata geçirebileceğini çok net bir şekilde ifade etmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanının hem Türkiye'de hem de ABD'de yaptığı açıklama beklentilerimizi karşılar niteliktedir. İnşallah Milli Güvenlik Kurulunda bu çok daha da netleştirilmiş hale gelecektir. İnşallah o güne kadar Barzani de bu korsan referandum sevdasından vazgeçer” dedi.
“FIRAT KALKANI HAREKATI GİBİ BİR OPERASYON BAŞLATMALIDIR”
Desteci konuşmanın devamında Türkmeneli bölgesinin önemli olduğunu belirterek, “Kuzey Irak'ın geneli dışında bir de bizim için hassas olan Türkmen bölgesi var yani. Çünkü orada Kerkük'ün, Musul'un içinde yer aldığı Türkmeneli bölgesi var. Buralar bölgesel Kürt yönetiminin sınırları içerisinde yer almıyor. Irak Türkmen Cephesi lideri Erşat Salihi, asla bu referanduma onay vermediklerini, katılmayacaklarını ve Türkmeneli bölgesinde referandum olursa o bölgelerdeki il binalarını işgal edeceklerini açıkladı. Böyle bu durumda o bölgede çatışma kaçınılmaz bir hale gelecektir. Barzani eğer bu korsan referandum sevdasından vazgeçmez ise; Türkiye, sınırlarını kapatmalı, siyasi, kültürel, ekonomik bütün ilişkilerini kesmeli ve askeri müdahale seçeneğini masada bulundurmalıdır. Türkiye askeri müdahaleyi her an masada hazır bir şekilde tutmalıdır ve gerekli anda da Fırat Kalkanı Harekatı gibi bir operasyon başlatmalıdır. Eğer ihtiyaç olursa ve gerekirse biz de gider askerimize ve güvenlik güçlerimizin yanında saf tutarız. Dolayısıyla orada asla ve asla işgal edilmesine ve birilerinin ayak oyunlarıyla Türkmenlerin oradan çıkarılmasına müsaade edilmemelidir. Artık bıçak kemiğe dayandı. Bizim kendi devletimizden ve hükümetten beklentimiz Barzani bu referandumdan vazgeçmediği şartta sınırlar kapatması, siyasi, ekonomik ve kültürel bütün ilişkiler kesmesidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin oradan gelecek petrol ve gaza ihtiyacı yoktur. Gerekirse arabayı bilmeyiz, gerekirse tekrar sobalarda ısınırız ama ve asla ve asla petrol ve gaz için Barzani’ye taviz verilemez. Onun yaptığı bu korsan referandum mazur görülemez asla ve asla taviz verilmemesi lazım. Türkiye'nin petrol ve gaz ihtiyacını karşılayacak pek çok alternatifi vardır” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE'NİN KAYBEDECEK ZAMANI YOK”
Destici Suriye'deki iç savaşa da değinerek, “Türkiye için Kürdistan referandumdan daha da büyük tehlike oluşturacak Suriye'nin kuzeyindeki gelişmelerdir. Suriye'nin kuzeyinde 5 kantonda ve her bir kartonda 10 bin olmak üzere ABD destekli 50 bin terörist yetiştiriliyor ve bunların sayısı şu an bazı bilgilere göre 70 bin bazı bilgilere göre 100 bine yakın sayıya ulaşmış durumdadır. Bunlar ABD tarafından niçin silahlandırıldı ve eğitiliyor? Bu PKK'lı, YPG'li teröristler Rakka operasyonu bahanesiyle ABD tarafından Suriye Demokrat Güçleri adı altında yetiştiriliyor. Peki ondan sonra ne olacak? Rakka operasyonun ardından bu teröristler buharlaşmayacak o bölgede kalacak. 100 bine yakın terörist yetiştirilir şu anda ABD tarafından Demokratik Suriye Güçleri adı altında. Bunlar da aynı Barzani'nin yaptığı gibi daha sonra referandum yapacaklardır çünkü bütün bölgeyi ele geçirmiş vaziyetteler. Onlar da aynı Barzani'nin yaptığı gibi daha sonra referandum isteyecekler ve daha sonra o silahlar Türkiye'ye dönecek. Onun için Türkiye'nin bu hususta da kaybedeceği bir zaman yoktur. Türkiye'nin bu hususta acilen önlem alıp bu teröristlere müsaade etmemesi lazımdır. Gerekli tedbirleri alıp bunlara önlem alması lazım” ifadelerine yer verdi.
“EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNE DİKKAT EDİLMELİ “
TEOG sınavının kaldırılmasının yanlış olduğunu vurgulayan Desteci, “TEOG sınavının kaldırılması ile ilgili işin usulünün yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum. TEOG çok mu doğruydu çok doğru değildi. TEOG'dan önceki SBS sistemi çok doğru değildi. Yani aslında eğitimimiz yanlış. Eğitimde köklü bir reforma ihtiyaç. Eğitimde müfredat, üniversiteye giriş sınavı, öğretmen alımı, öğretmen yetiştirilmesi, bunların hepsi toplumda tartışılıyor çünkü iyi gitmiyor. İyi gitmediğini neticelerde de görüyoruz. Her yıl on binlerce öğrenci sıfır çekiyor. Dolayısıyla da burada eğitimde fırsat eşitliğine dikkat edilmesi gerekiyor. Çocuklarımızın, öğrencilerimizin yeteneklerine, ilgi alanlarına, beceri alanlarına göre ve kendi istekleri doğrultusunda yönlendirilmesi lazım. Onu sağlayacak bir eğitim sisteminin ve sınav sisteminin ortaya konulması lazım. Ve bütün bunları yapabilmek için de ortak bir akılla bu işi yapmak gerekiyor. Öğrenci bu sene TEOG'a göre hazırlanmış ve kaydını yapmış. Bir planlama yapılıyorsa ve bu değiştirilecekse bile en az 3 sene sonra başlamak şartıyla bir takvim belirlenerek yapılması lazım” şeklinde konuştu.
“SINAV SİSTEMİNE İHTİYAÇ VAR”
Desteci son olarak TEOG yerine getirilecek sistem için önerilerde bulunarak, “Sınav sistemi ile ilgili hükümeti şu önerilerde bulunuyoruz; birincisi okullarımız aynı düzeyde ve aynı kalitede olmadığı için mutlaka ve mutlaka bir sınav sistemine ihtiyaç vardır. Sınav eğitimde fırsat eşitliğini getirecektir. İkincisi okuldaki başarı durumu yüzde 50, sınav sonucu yüzde 50 dikkate alınmalıdır. Üçüncüsü de ortaokuldan liseye girerken öğrencinin yeteneği belirlenip çocuklarımızın buna göre liselere alanlara gönderilmesi lazım. Yani siyasi ve ideolojik kayıplardan uzak durarak bu üç kriter dikkate alınarak bir düzenleme yapılırsa doğru bir sistem bulunacaktır diye düşünüyorum” diye konuştu.
HABER-FOTO: BERNA TORUN
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler