Dr. Kayapınar’dan İlahiyat Fakültesi Öğrencilerine Konferans

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Başkanı Dr. Hüseyin Kayapınar’ın konuşmacı olarak katıldığı konferans GAÜN İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. 

Konferansın açılışında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şehmus Demir, bu tür programları çok önemsediklerini belirttiği konuşmasında, GAÜN İlahiyat Fakültesinin yeni bir fakülte olduğunu, fakülteyi Türkiye’de tanınmış, birikimli, donanımlı ve tecrübesi yüksek hocaların fakülteye gelmesini sağlayarak öğrencilerle buluşturduklarını söyledi. Prof. Dr. Şehmus Demir konuşmasının devamında, “Bu tür programları sürekli düzenliyoruz. Öğrencilerin de çok memnun olduğunu zaten biliyoruz. Yaptığımız bu tür organizasyonların tamamında salonlarımız fazlasıyla doluyor ve öğrencilerimiz çok fazla ilgi gösteriyor. Bu da yapılan işin ne kadar doğru olduğunu, seçilen hocaların ne kadar doğru seçildiğini gösteriyor” diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Başkanı Dr. Hüseyin Kayapınar, “İnsan niye okuyor? İnsan kendisi istediği kadar bilgi doldursun deposuna onu boşaltmadıktan sonra ne faydası olacak?” ifadelerini kullandığı konuşmasında, “Üniversitemizde, fakültelerimizde elbette ki ilim adamları yetişecek ama öbür taraftan hizmet alanına yayılacak halkımızla yüzyüze gelecek insanlar ağırlıklı olarak öğrencilerimiz” dedi.

ÖĞRENCİLERİMİZ DİN GÖNÜLLÜSÜ OLARAK YETİŞMELİ

Özellikle ilahiyat alanında öğrencilerin vatandaşımızın ihtiyacına dini konularda cevap verecek şekilde fakültelerini bitirmeleri, sürekli olarak teknoloji ve gelişmeleri de izlemeleri gerektiğini vurgulayan Dr. Kayapınar, şöyle devam etti: “Toplum da değişiyor ama bizim her değişikliğe ayak uydurmamız da mümkün değil, bizim sabitelerimiz var. O sabiteleri sabit kılmak kaydıyla öbür taraftan değişken olan şeyler var. İslam Hukuku alanında örfe göre değişen hükümler var. Bunları da kavrayarak ihtiyacını, menfaatini, örfünü dikkate alarak onlara yönelik bir donanımla mezun olmaları çok önemli. Bir de tabi din hizmetlerinde memur zihniyetinden öte bir aşk bir gönüllülük hatta eskiden ‘din görevlisi’ derdik şimdi ‘din gönüllüsü’ diyorlar. Bu şekilde yetişmelerini arzu ediyoruz.”