Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Uyku apnesine Anka'da teşhis ve tedavi

Özel Gaziantep Anka Hastanesi'nde hizmet veren uyku laboratuvarı uyku apnesi sorunu yaşayanlara çare oluyor.

Haber Giriş Tarihi: 26.08.2019 09:42
Haber Güncellenme Tarihi: 03.12.2023 19:47
Kaynak: İHA
Uyku apnesine Anka'da teşhis ve tedavi

Uyku bozukluklarının en önemli nedenlerinden biri olan uyku apnesi, yani uykuda solunum durması sorunu, Özel Gaziantep Anka Hastanesi'nde modern olarak dizayn edilen uyku laboratuvarında tedavi ediliyor.

Özel Gaziantep Anka Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Belgin ikidağ, günlük aktivite ve sosyal yaşantıyı bozan uyku apnesinin tedavi edilmediği takdirde, yaşam kalitesini ve süresini düşüren önemli hastalıklara zemin hazırladığını dile getirerek şu bilgileri verdi:

"Sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazlarından biri olan uyku, gündüz yıpranan vücudun gece boyunca yeniden yapılanması için önemlidir. Ancak ülke genelinde uyku sorunu yaşayanların sayısı oldukça fazla. Horlama, uykuda solunum problemi ve uykusunu yeterince alamamak, sadece sağlık problemi olmakla kalmıyor, kişinin yaşam kalitesini etkileyen büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Uyku bozukluklarının en önemli nedenlerinden biri olan uyku apnesi, uyku sırasında en az 10 saniye nefesin durması anlamına geliyor. Gece boyunca defalarca tekrarlayabilen uyku apnesinin en önemli belirtileri kişinin uyku halinde horlamasının kısa aralıklarla kesilmesi ve gürültülü bir sesle tekrar nefes almaya başlaması, geceleri boğulma hissiyle sık uyanmalar, terleme ve sık idrara çıkmadır. Diğer yandan ağız kuruluğu, şiddetli baş ağrısı, yorgun kalkma ve gün boyu süren yorgunluk uyku apnesinden kaynaklı olabilir”

Yaşam kalitemiz ve sağlığımız açısından uykunun önemli olduğunu söyleyen Uzman Dr. Belgin ikidağ, Özel Gaziantep Anka Hastanesi'ne uyku rahatsızlığı şikayeti ile başvuran hastaların önce şikayetlerine göre tetkikler yapılarak ayrıntılı olarak değerlendirildiğini poliklinik takibinin ardından tam teşhis için uyku laboratuvarına alındığını belirtti. Adı laboratuvar olsa da, hastanın kendisini rahat etmesini sağlayacak tüm ayrıntılar düşünülmüş bu özel odada hastanın bir gece kaldığını dile getiren Dr.İkidağ, süreci şöyle anlattı:

"Uyku laboratuvarında hastaya uykuya dalmadan önce beyin dalgaları, kalp hızı ve kas aktivasyonunun takibi için elektrotlar; nefes alışverişini, horlamasını, kan oksijen seviyesi ile nabzını takip etmek için cihazlar takıyoruz. Daha sonra herhangi bir ilaç vermeden hastanın kendini rahat hissederek, uykuya dalmasını sağlıyoruz. Vücuda bağlanan elektrotlarda hiçbir şekilde elektrik akımı yok, tersine hastanın vücudundaki doğal elektrik, gelişmiş cihazlarla kayıt ediliyor. Uyku testi, hastalığın tespiti ve tedavisi sürecinde en önemli aşama. Uyku testini yaptırabilmek için hastaların bir gece uyku odasında kalmaları gerekiyor. 'Polisomnografi' denilen uyku testi beyin dalgaları, göz hareketleri, ağız ve burundan hava akımı, horlama, kalp hızı, bacak hareketleri ve oksijen seviyelerinin ölçümü esasına dayanıyor. Yani bu test ile tüm gece boyunca beyin aktivitesi ve solunumsal olayları kaydediliyor. Test sırasında vücuttan alınan sinyallerle uyku süresince solunumun ne kadar süre ile durduğuna, durduğunda oksijen değerlerinin ve kalp hızının nasıl etkilendiği ve derin uykuya dalınıp dalınmadığı gibi parametrelere bakılıyor. Hasta ertesi gün, günlük hayatına devam edebiliyor."

Sürekli ve şiddetli horlaması olanlar, uykudan yorgun, baş ağrısı şikayeti ile uyananlar, gündüz kendisini uykulu hissedenler ve eşleri tarafından gece uyurken solunum durması fark edilenlerin daha ciddi sağlık sorunları ile karşılaşmadan uyku laboratuvarına başvurması gerektiğinin önemine dikkat çeken Özel Gaziantep Anka Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Belgin İkidağ, uyku apnesinin tedavi edilmediği takdirde uykuda ani ölüm, inme, kalp krizi ve kalp yetmezliği, kilo vermede zorluk, solunum yetmezliği, cinsel isteksizlik ve iktidarsızlık, diyabet, yüksek tansiyon, gündüz sürekli yorgunluk ve konsantrasyon eksikliğine bağlı olarak trafik ve iş kazalarına da neden olabileceğini vurguladı.

Kaynak: İHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.