Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yeni eğitim yılı sorunlarla başlıyor

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen İl Başkanı Ahmet Gök, yeni eğitim sezonu öncesinde söylemin çözüm odaklı eylemlerle desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 16.09.2018 16:59
Haber Güncellenme Tarihi: 07.12.2023 11:03
Kaynak: İHA
Yeni eğitim yılı sorunlarla başlıyor

Gök, yeni Eğitim sezonu öncesinde, “2018-2019 eğitim-öğretim yılı, yaklaşık 18 milyon öğrencimiz ve 1 milyona yaklaşan öğretmenlerimiz açısından yeni bir heyecan, yoğun bir çalışma dönemi ve özverilerle dolu bir süreç olarak başlıyor. Bütün öğrencilerimize ve eğitim çalışanlarına başarılar diliyoruz. Bir eğitim sisteminin uzun vadede verimli olabilmesi, bütünü oluşturan parçaların birbiriyle uyumuna bağlıdır. Sistemden ve bütünlükten yoksun bir organizmada çelişkiler, hatalar, istikrarsızlıklar ortaya çıkacak; hedefi olmayan, günübirlik değişime giden ama asla köklü adımlar atamayan devasa bir yapı elimizde kalacaktır. Okullaşma oranlarının artmasına, okulların fizikî ve teknolojik kapasitesinin gelişmesine, öğretmen sayısında artış yaşanmasına, eğitime ayrılan kaynağın artmasına rağmen hâlâ istenilen seviyede olunmamasının temel sebebi, organizasyonsuzluk, sistemsizlik ve bulma arayışlarının bitmemesidir. Eğitimde başarı, hangi yol, yöntem ve tekniklerin kullanılacağına, nasıl bir yol haritası izleneceğine ilişkin pratik, ancak kapsamlı bir teorik arka planla mümkündür. Eğitim sisteminin inşası, eğitime ilişkin ezberlerin gözden geçirilmesi ve mevcut paradigmanın sorgulanmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Aksi takdirde müfredat, öğretmen, öğrenci ve okul üzerinden yürütülen bütün tartışmalar yüzeysel kalacaktır. Bu bağlamda yapılması gereken, insan odaklı bir ekol inşa etmektir. Daha sonra bunu referans alan eğitim politikaları, öğretim programları, eğitim kurumları oluşturulup eğitimci kadrolar yetiştirilebilir. Bu, uzun soluklu, sabır ve azim gerektiren bir süreçtir. Ama bu süreçte adım atılması gereken alanlar, çözüme kavuşturulması gereken pek çok sorun bulunmaktadır. Eğitim çalışanlarının sorunlarına çözüm bulmadan eğitimde yol almak, başarıyı yakalamak pek mümkün görünmemektedir. Bu çerçevede, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi, atamaların hâlâ mülakatla yapılması, erkek kamu görevlilerine dayatılan darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliğinin varlığı, kariyer basamaklarına ilişkin belirsizlik, ek ders esaslarındaki adaletsizlikler, atama ve yer değiştirme süreçlerindeki istikrarsızlık, yönetici görevlendirme süreçlerinde mahkeme kararlarının doğurduğu sıkıntılar, vadedilen 3600 ek gösterge konusunda halen adım atılmamış olması, eğitimcilerin şiddete maruz kalması, okullara bütçe gibi, çözüme kavuşturulması gereken sorunların yeni eğitim-öğretim yılı içerisinde aşılmasını bekliyoruz.

EĞİTİM ÇALIŞANLARININ SAYGINLIĞI ARTIRILMALIDIR

Öğretmenliği diğer mesleklerden ayıran en önemli özellik, mesleğin moral ve motivasyonla icra ediliyor olmasıdır. Son yıllarda inatlaşarak dayatılan birtakım uygulamalarla öğretmenler moral ve motivasyon açısından çökmüş, eğitim sisteminin köküne dinamit koymakla eş değer adımlar atılmıştır. Yeni dönemde, sorunlu uygulamalar yerine, eğitim çalışanlarının eğitim-öğretim faaliyetlerinin en önemli ve vazgeçilmez unsuru görülüp saygınlığının artırılmasının hedeflenmesini istiyoruz. Nitekim öğretmen şikâyet hattına dönüşen Alo 147 sorununun çözümü, öğretmen performans değerlendirmesi taslağı ve Öğretmen Strateji Belgesi’nin uygulanmayacağının açıklanması gibi somut adımlar, öğretmenlerin eğitim-öğretime odaklanmalarını sağlamıştır. Beklenti ve talebimiz, eğitim çalışanlarını umutlandıran söylem değişikliğinin çözüm odaklı eylemlerle desteklenmesi ve sürdürülmesidir.

ATAMA VE YER DEĞİŞTİRME, TUTARLI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMALIDIR

Öğretmen sayısı her geçen yıl artmasına rağmen halen yaklaşık 100 bin öğretmen ihtiyacı bulunmaktadır. Öğretmen eksikliğinin uzun vadede bir milletin kaderini etkileyebileceği düşünülerek, öğretmensiz bir sınıf bile kalmayacak şekilde eğitim kadrosu tam olmalıdır. Ücretli öğretmenlik uygulamasıyla öğretmen ihtiyacının giderilmeye çalışılması ucuz çözüm yoludur. 2016’da çıkarılan KHK ile birlikte sözleşmeli öğretmen uygulamasına tekrar dönülmesi büyük sorunlara kapı aralamıştır. Farklı istihdam şekilleri, sorunları çeşitlendirmiş, yeni sorunlar ortaya çıkarmış, öğretmenlerin aile bütünlüğünü bozmuş, insani mazeretleri ortadan kaldırmış, temel insan haklarına aykırı, cebri bir model olmuştur. Kadrolu ya da sözleşmeli ayırımı yapılmaksızın öğretmenlerin yer değişikliği talepleri karşılanmalı, öğretmen açığının kapatılması ve bölgesel farklılıkların giderilmesi hedefleri bir arada yürütülmelidir. Bakanlık, anayasal hak olan mazerete bağlı yer değişiklikleri ve isteğe bağlı yer değişikliği ile yaşa ve tecrübeye dayalı bölgeler arası adil bir öğretmen istihdamını birlikte yürütmek zorundadır. Zorunlu hizmet, sözleşmeli öğretmenlik vb. cebri uygulamalardan istenilen sonucun alınamadığı ve bunların yeni sorun alanları hâline geldiği bilinmektedir. Bu nedenle, Bakanlık, maddi teşvikler ile norm kadro esaslarının bölge/okul bazlı esnek hâle getirilmesi, kariyer basamaklarında pozitif ayrımcılık gibi uygulamaları bir arada yürütmek suretiyle esnek çözümler geliştirmelidir.

FARKLI İSTİHDAM BİÇİMLERİ SON BULMALI, SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLER KADROYA ALINMALIDIR

Eğitim kurumlarında öğretmenler arasında kadrolu/sözleşmeli şeklinde ortaya çıkan ayırım kurum içi çalışma barışını bozmaktadır. Bu durum öğretmenlerin verimliliğini düşürmekte, aynı niteliklere sahip ve aynı görevi yapan insanlar arasında bir nevi kast sistemi oluşturmaktadır. İstihdamda güçlük çekilen illerde öğretmen ihtiyacının karşılanması amacıyla getirilen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmeli ve sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir.

MÜLAKATLA ÖĞRETMEN ATAMA YÖNTEMİNDEN VAZGEÇİLMELİDİR

Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasıyla birlikte Türkiye’deki öğretmen istihdamı süreçlerine sözlü sınav aşaması da ilk kez dâhil edilmiştir. Özellikle, çok sayıda sözlü sınav komisyonu olması, sınav komisyonunda bulunanların yeterlilikleri, sınavlarda sorulan sorular vb. konular kamuoyunda sıklıkla gündeme gelmektedir. Tek başına sözleşmeli öğretmenlik uygulaması çok ciddi bir problem iken, atanacak öğretmen seçiminin mülakatla yapılması, yapılan mülakatlar çerçevesinde adayların kazanma ya da kaybetme nedeninin objektif bir şekilde izah edilememesi, yıllarca emek vererek okumuş ve birçok yazılı sınavdan geçmiş öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca birkaç dakikalık mülakatla elenmesi adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. Mülakatla öğretmen atama yönteminden vazgeçilmeli, toplum vicdanında karşılığı olan kadrolu istihdam modeli tercih edilmelidir.

3600 EK GÖSTERGE KONUSUNDA VERİLEN SÖZ YERİNE GETİRİLMELİDİR

Öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi başta olmak üzere, seçim sürecinde kamu görevlilerine verilen vaatler ivedilikle yerine getirilmeli; tüm kamu görevlilerinin ek gösterge rakamları 600 puan artırılmalı, yardımcı hizmetleri sınıfı çalışanlarına da (Genel İdare Hizmetleri Sınıfı kadroları için öngörülen en düşük rakamdan aşağı olmamak üzere) ek gösterge hakkı verilmelidir.

İSTİHDAMDA ZOR BÖLGELERDE TEŞVİKİ YÖNTEMLER UYGULANMALIDIR

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere, istihdamda güçlük çekilen yörelerde en büyük eğitim sorunu, kalıcı öğretmen istihdamının sağlanamamış olmasıdır. Bugün söz konusu bölgelerde bir öğretmenin ortalama görevde kalma süresi 1,5 yıldır. Bu durum, ilkokul dönemi başta olmak üzere, eğitim ve öğretimde ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. Öğretmen açığının kapatılması amacıyla zorunlu hizmet yükümlülüğü getirilmiş olsa da bunun soruna kalıcı bir çözüm getirmediği görülmektedir. Biz, eğitim çalışanlarına yönelik zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları hâlinde illerin mahrumiyet durumlarına göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesini istiyoruz. Bu durum, hem bölgenin eğitim çalışanı açığının kapatılması bakımından hem de bölgenin zorluğuna göre eğitim çalışanının yaşamış olduğu mağduriyeti gidermesi bakımından zaruret arz etmektedir. Toplu sözleşme taleplerimiz arasında da yer alan ‘ilave özel hizmet tazminatı’nın hayata geçirilmesi öğretmen açığı sorununu büyük oranda çözecektir.

EĞİTİMCİLERE ŞİDDETE SEYİRCİ KALINMAMALIDIR

Son yıllarda, eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olayları münferit eylemler olmaktan çıkmış, yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiş ve ülkemizin geleceği açısından vazgeçilmez olan eğitim-öğretim hizmetinin yürütülmesini sekteye uğratacak dereceye varmıştır. Bu şiddet eylemlerinde, mevcut yasal düzenlemelerin bu fiillere karşı caydırıcı nitelikte ceza öngörmemesi ile şiddet uygulayan kişilerin bu eylemlerinin adli ve idari makamlarca önemsenmeyeceği ve ciddi bir ceza yaptırımıyla karşılaşmayacakları inancı önemli bir rol oynamaktadır. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olaylarına karşı caydırıcılık, şiddete uğrayan çalışana da hukuki koruma sağlayacak nitelikte yasal düzenlemeler acilen yapılmalıdır.

OKULLARIN ÖDENEK İHTİYACI KARŞILANMALIDIR

İlkokul ve ortaokullara doğrudan ödenek verilmemesi, bu okulları il özel idaresinin kaynak aktarımına ve okul aile birliğinden sağlanacak gelire bağımlı kılmaktadır. Okulların zaruri harcamaları için okul aile birlikleri tarafından üretilmeye çalışılan çözümler, başvurulan yollar yetersiz kalmaktadır. Okul

yöneticilerinin eğitim liderliği yapmalarının önündeki en büyük engel olan ödenek sorunu; öğretmeni, yöneticiyi ve veliyi karşı karşıya getirmekte, bundan da en fazla zararı yine öğrenciler ve okul yönetimleri görmektedir. Velilerden para talep etme dönemi sona erdirilmeli; öğrenci sayısı, okulun büyüklüğü, donanım ihtiyacı gibi faktörler esas alınarak öğrenci başına belirlenecek tutarda doğrudan ödenek aktarımı yapılmalıdır.

KILIK VE KIYAFET YÖNETMELİĞİ BİR AN EVVEL DEĞİŞTİRİLMELİDİR

Darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği, kamu görevlilerinin, milletimizin değerlerine ve genel kabul görmüş kılık ve kıyafet şekillerine uygun olmak, herkesin bu kapsamda tercihlerine azami saygı gösterilmesi kaydıyla tercihleri doğrultusuna belirleyecekleri kılık ve kıyafetle görevlerine gitmelerini ve görev mahallinde bulunmalarını temin edecek şekilde değiştirilmelidir. Eğitim-Bir-Sen olarak, yeni eğitim-öğretim yılının tüm eğitim çalışanlarına, öğrencilerimize, velilerimize ve milletimize hayırlı olmasını; eğitimin en kısa sürede sorunlardan arındırılmasını diliyor, Bakanlığın güçlü ve büyük Türkiye idealine erişmemizi sağlayacak eğitim politikaları geliştirmesini ve uygulamasını bekliyoruz.

Kaynak: İHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.