Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#suriye

Güncel Gazete - suriye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, suriye haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Suriyeli gazeteciler Türkçe öğreniyor Haber

Suriyeli gazeteciler Türkçe öğreniyor

Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü ve Yunus Emre Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen proje ile Gaziantep'te yaşayan 170 Suriyeli gazeteciden 80'ine Türkçe eğitim veriliyor. Suriyeli gazetecilerin yaşadığı Gaziantep'te topluma entegrasyonunu en iyi şekilde sağlanması, Türk gazeteci ve bürokratlarla iletişim sorunun çözülmesi amacıyla başlayan dersler sabah ve akşamları 2'şer sınıfta veriliyor.Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün Gaziantep, Kahramanmaraş Kilis illerinden sorumlu Müdürü Ertan Koska, Suriyeli gazetecilerin ülkelerine döndükten sonra da Türkiye ve Suriye arasında köprü görevini yürüteceklerine inandığını belirterek, "Gaziantep Türkiye’deki en çok Basın yayın mensubunun yaşamış olduğu bir yerdir. Arkadaşlarla sürekli iletişim içerisindeydik. Biz bu insanlardan yararlanmak durumundayız. Çünkü onlar Türkiye ve Suriye devletleri arasında yarın belki köprü görevi görecekler. Bu münasebetle çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Öncelikle bu insanlara Türkçe öğretmemiz gerektiğini düşündük. Bu konuda Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünden izin aldıktan sonra, Yunus Emre Enstitüsüyle kontak kurduk. Onlarda bu projemizi severek değerlendirdiler. Bizde Gaziantep'te bulunan Suriyeli gazeteciler ile belli seviyelerde toplantılar yaptık. Sabah iki akşam iki sınıf olmak üzere, yaklaşık 80 kişilik bir öğrenci gurubuna Türkçe dersi vermeye başladık. Hem Türkçeyi seviyorlar hem de çok çabuk öğreniyorlar” diye konuştu.4 yıldır Gaziantep'te yaşayan Suriyeli gazeteci Muhammed Emin, Suriyeli gazetecilerin Türkiye'yi ve Türkçeyi çok sevdiklerini anlatarak, "Türkiye ve Türkçeyi seviyoruz. Türkiye’de yaşıyoruz fakat Türkçeyi konuşamıyoruz. Kendimizi ifade edemiyoruz. Başta zorlandık ama daha sonra alışmaya başladık. Yine de sıkıntılar yaşıyoruz. Bu sorunları, sıkıntıları aşmak için bu kursa katılıyoruz. Türk gazetecilerle ortak projeler yapmak için, insanlarla iyi iletişim kurabilmemiz ve bu mesleği en iyi şekilde yapabilmemiz için Türkçeyi öğrenmemiz gerekiyor. Bize bu imkanı sağlayan herkese teşekkür ederim” dedi.

Şahin: Sığınmacıları çok iyi yönettik... Haber

Şahin: Sığınmacıları çok iyi yönettik...

Şahin, İstanbul Kültür Elçileri Derneği ile Gaziantep Üniversitesi’nin (GAÜN) ortaklaşa düzenlediği “Şehir ve Mülteci” konulu panele konuşmacı olarak katıldı. Şahin, Gaziantep Üniversitesi Mavera Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapılan panelde Büyükşehir Belediyesi’nin mültecilere yönelik yaptığı faaliyetlereden bahsetti. Mültecilerin Avrupa ülkelerinde kamplarda yaşatıldığını, Türkiye’de ise tam tersi şehirlerde yaşam olanakları sunulduğunun aktaran Şahin, şehrimizdeki yöneticilerin de göçleri doğru yönettiğini ve bu yönetimi en iyi şekilde yapmak durumnda olduklarını kaydetti. Bir cuma günü mahsum insanların kimyasal silahlarla bombalandığı zaman ‘hızlı göçün’ başladığını dile getiren Başkan Şahin, “Milyonlarca insan canını kurtarmak için komşuya sığınmak durumunda kaldığı bir ortamda başladı bu hızlı göç. Bizim de iki seçeneğimiz vardı. Ya sınırları kapatacaktık, dolaysıyla üç maymunu oynayacaktık ya da insanı ve vicdani olanı, yani kapıları açacaktık. Bizi ikinci seçeneği tarcih ettik ve kapılarımızı açtık. Bizim medeniyetimiz yaşam, insan ve vicdan üzerine kurulduğu için biz kapıları kapatamazdık. Batı medeniyetinin yaptığını (yani üç maymun oynamayı) yapmadık. Sana yapılmasını sen de başkasına yapma medeniyetinin getirdiği gelenekten geliyoruz. Bunun için bu insanlara kapılarımızı kaptamadık” diye konuştu. 3 BİN ÖĞRENCİYİ OKUTTUK Durumun çok ciddi olduğunu gördüklerini ve ilk kez bir belediye bünyesinde mülteciler ile ilgili bir şube müdürlüğü kurduklarını anımsatan Şahin, “Çünkü bu meseleyi iyi yönetemidiğiniz zaman süreç kutuplaşmanın, gruplaşmanın, radikalizimin ve terörizmin alt yapısını oluştururacaktı. Bütün dünya örnekleri de bize bunu gösteriyordu. Valilik ve STK’lar ile ortak bir dile oluşturduk. SARMER adında bir araştırma merkezi kurduk ve göç alan bölgelerde insanların durumlarını tespit ettik. 50 mahallede bire bir tarama yaptık. Eğitimi, sağlığı, işi, yaş durumu, cinsiyet durum nedir? anlamında çalışmalar yaptık. Elde ettiğimiz veriler ile ilgili çalışmalara başladık. En çok eğitim alanında eksiklikleri gördük. Okul ve hastaneler oluşturduk. Mülteci kardeşlerimizi hayatın içine adapte etmeye başladık. Bir özel okul gibi hizmet veriyoruz. 3 bin öğrenciyi evinden alıyoruz, okula getiriyoruz. Kitap, kırtasiye ve okul kıyafetini biz karşılıyoruz. Yeniden evlerine götürüyoruz. Hiçbir şehirde hiçbir belediyenin hastenesi yok. Bizim hastenemiz var ve burada çok güzel sağlık hizmetleri veriyoruz” şeklinde konuştu. Diğer şehirlerde mülteciler için okullaşma oranın yüzde 37’lerde olduğunu vurgulayan Şahin, Gaziantep’te yüzde 67’lerde olduğunu söyledi. Türkiye genelinde 3 milyon 285 bin Suriyeli mültecinin olduğunu ifade eden Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya ise, 13 şehrin yükün ağırlığını çektiğini söyledi. 13 şehirde 2 milyon 840 bin Suriyeli mültecinin yaşadığını belirten Yerlikaya, bunların için sadece Kilis’in şehir olduğunu diğer illerin büyükşehir olduğunu dile getirdi. Sınır kentler, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis ve Hatay’da Türkiye’de yaşayan mültecilerin yüzde 45’nin buralarda yaşadığını aktaran Yerlikaya, bu şehirlerin görevlerinin ağır olduğuna vurgu yaptı. İstanbul Kültür Elçileri Derneği Başkanı Nedret Apaydın da derneğin çalışmaları ile ilgili kısa bilgiler verdi. Moderatörlüğünü Gaziantep Üniversitesi Ali Yerlikaya’nın yaptığı panelde, Gaziantep’in 6 yıldan buyana Suriyeli mültecilere karşı verdiği sınavı dile getiren Yerlikaya ve Şahin’in anlatımlarından sonra soru-cevap bölümünü geçildi. Panel öğleden sonra konusunda uzman konuşmacıların katılımları ile devam etti.

Fatma Şahin'den Suriyelilerle ilgili açıklama Haber

Fatma Şahin'den Suriyelilerle ilgili açıklama

Programında konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Suriyeli misafirlerin sağlık konusunda bizim 4 ana başlıkta 1.'si eğitim, 2.'si sağlık demiştik. Zaten sağlıkta dönüşümde Gaziantep’in ve Türkiye'nin özelikle sosyal güvence sisteminde bütün doğan çocukların sigortalı doğduğunu, 18 yaşına kadar sağlık imkanlarından istifade ettiği bir sistem vardı. Bu entegrasyon, adaptasyon dediğimiz sağlıkta çok daha hızlı bir şekilde hayata geçti ve çalışmaya başladı. Vatandaşlık üzerine konuşulan ve bugün en çok tartışılan konu aslında tam da kendi vatandaşımızı korumak adına Cumhurbaşkanımızın söylediği şey tam da bunun çözümü olarak karşımıza çıkıyor. Bu, bir reel durumdur. Bu reel durumunda bu 350 binin yarısından çoğu 18 yaş altı dezavantaj gurup kadın ve çocuk ağırlıklı guruplar var. Çalışabilir nüfusun çok yüksek oranı kayıt dışı zaten sistemin içerisinde çalışıyor. Açık iş durumu var” ifadelerini kullandı. “KENDİ VATANDAŞIMIZI, İŞÇİMİZİ KORUYABİLMEMİZ İÇİN KAYIT İÇERİSİNE ALMAMIZ GEREKİYOR” Suriyeli misafirlere verilecek vatandaşlık hakkının kendi vatandaşını korumaya yönelik bir uygulama olduğunu anlatan Şahin, "Açık iş durumuna da gelip çalışan sistem var. Biz kendi vatandaşımızı, işçimizi, esnafımız koruya bilmemiz için bunları kayıt içerisine almamız gerekiyor. Bunun çözümün içerisindeki arkadaşlarımız bize söylüyor. Zaten haksız rekabetin önlemenin yolu askeri ücretle birisi çalışırken diğeri yarım ücretle çalışırsa benim kendi işçimi korumam için onu kayıt içine almam gerekiyor. Dolayısıyla Biz Çalışma Bakanlığı ile yaptığımız çalışma hayatı ile ilgili kısımda bir iş yerinde açık iş varsa yüzde 10 kotayla Suriyeli mülteci çalışabilir diye Ocak ayında bir yönetmelik çıkardık. Bu yönetmelikten sonra çalışma yatırım düzenlenmesi ve çalışma barışının yani hem kendi vatandaşımızın işçimizin hem de Suriyeli mültecinin ihtiyacı olan, birlikte çalışma modelini şu anda uygulamaya başladık. Aslında bugün Almanya'da Amerika'da çifte vatandaşlık dediğimiz şey de bunun arkasında zaten. Geldiler ve beş yıl geçti ve çalışma hayatının içinde olması gerekli. Çünkü yaşaması, çocuğunu okula göndermesi gerekiyor. Sistemin içerisine adapte olup sosyal uyumu sağlamak gerekiyor. Bunlarla alakalı şimdi yeterince bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunduğunda istatistikler iyi kullanılmadığı zaman toplumda yeni kutuplaşmalar yeni ayrışmalara neden oluyor. Bu topluma bu ülkeye bundan dolayı yazık oluyor diye düşünüyorum. Bizim rakamları ve istatistikleri çok iyi kullanmamız ve çözüm üreterek süreci yönetmemiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi. “BUGÜN SURİYELİ ÖĞRENCİLERİN SURİYELİ ÖĞRETMENLER TARAFINDAN EĞİTİMİNİ SAĞLAYAMAZSAK YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜNÜ KAYBEDERİZ” "Her şehrin kendi iç dinamikleri var" diyen Şahin, “Kendi fırsatları riskleri var. Kendi şehrinde baktığın zaman zaten sanayi ve ticaret şehriyiz. Biz 1970’li yıllardan beri göç alıyoruz. Şu anda 5 organizesi olan ve yaklaşık 200 bin çalışanı olan büyük bir üretim merkeziyiz. Bu üretim merkezinde biz eğer bu riskleri yönetebilir fırsata dönüştürebilirsek, Gaziantep'in kalkınma modelinde de en önemli çalışmamız olacak. Çünkü en büyük güç yetişmiş insan gücüdür. Cumhurbaşkanımızın konuşmaların da söylediği bir şey var 107 bin Suriyeli mülteci çocuk var elimizde de 2 bin öğretmen var eğer biz 2 bin öğretmeni sistemin içine dahil edemezsek yarın bu çocukları Suriyeli öğretmenler tarafından eğitimini sağlayamazsak yetişmiş insan gücü gidiyor ve Avrupa Birliği ülkeleri bugün çifte vatandaş olarak alıp kendi vatandaşı olarak kullanıyor. Bizim kendi üniversitemizde şu anda 50’nin üzerinde profesör var bin 200 öğrenci sistemin içerisinde ve üniversitenin içerisinde öğretim görüyor. Dolayısıyla bizim bütüncül bir bakışla siyah ve beyaz üzerinden değil her bir noktada çözüm üretmemiz gerekiyor ve benim kendi önceliğim kendi hemşehrilerim işçim kendi vatandaşımsa eğer onu korumanın yolu da entegrasyonu ve bu adaptasyonu özellikle çalışma barışı hayatı üzerine götürmekten geçiyor” ifadelerini kullandı. “38 KAYITLI SURİYELİ FİRMA GAZİANTEP SANAYİSİNDE ÜRETİM YAPIYOR” Suriyeli firmalar ile ilgili rakamsal bilgiler veren Şahin konuşmasına şöyle devam etti. “Gaziantep'te Ticaret Odası'na kayıtlı Suriyeli firma sayısı 794 firma bizlere diyor ki ben bu şehrin ticari hayatında gücüm var ve sizinle birlikte ticaret yapmak istiyorum diyor. Firma kuruyor ve Ticaret Odamıza da kayıt oluyor. Sanayi odamızın verilerine baktığımız zaman 38 Suriyeli kayıtlı firma sanayide üretim yapıyor ve daha çok ağırlıkta oldukları sektöre baktığımız zaman ayakkabıcılık tekstil ve gıda üzerinde de çok ciddi bir şekilde uzmanlaşmalarını görüyoruz. İnşaat sektöründe ve taş ustalığında çok ciddi uzmanlaşmaları görüyoruz şu an İçişleri bakanlığımız ve Çalışma Bakanlığımız çalışıyor. Yetişmiş insanı kendi insanı ile beraber Entegre edecek bir modeli konuşmamız ve bilimsel bir şekilde yaklaşmamız gerekiyor.” “GAZİANTEP’TE SURİYELİLERİN KARIŞTIĞI ASAYİŞ ORANI YÜZDE 4” Şahin, “Güvenlik meselesine bakacak olursak, Gaziantep üzerinde toplamda bütün asayiş meselesinin yüzde 4 Suriyeli mülteciler ile ilgili. Bu yüzde 4’ün içerisinde de yüzde 2’sinde daha fazla kendi içinde. Dolayısıyla bu 5 yıllık sürece baktığımız zaman çok yönetilebilir halkımızın bu konudaki ferasetini sağduyusunu birlikte yaşama modelini nasıl adapte olduğunu ve nasıl kabul edildiğini bize gösteren bir yüzde olarak karşımıza çıkıyor” dedi. “1950 YILINDA ALMANYA’YA GİDEN TÜRKLER EKONOMİYE YÖN VERİYOR” Şahin, “Türkiye bir taraftan uluslararası boyutta her noktada inisiyatif alıyor ve bunun oluşması için Birleşmiş Milletler Avrupa Birliği bünyesinde gayret gösteriyor. Bir taraftan bu entegrasyon noktasında bu olay daha da uzarsa nasıl orta ve uzun vadede çözümler üretmeliyiz diye ilgili kurumlar ve bakanlıklar çalışıyor. 1950’li yıllarda Almanya'ya işçi olarak gönderdiğimiz bugün Almanya'daki Türkler baktığımız zaman bugün Almanya ekonomisine katkıda bulunuyorlar. Bunlar Dünya gerçeğidir. Bir yasal altyapı gerektiriyor. Biz çözümü de üreterek Ankara'ya götürüyoruz. Bir göç yasası Bürokratik olarak çıkartılması çok daha güçlü yönetilmesi ve bunun alt yapısının oluşturulması gerekiyor. Bunu yaparken de elbette muhalefetini söylediği haklı olarak söylediği konular üzerinden de çözüm üretmek ve hep birlikte bunu bir fırsata bunu bir kalkınma modeline dönüştürmek gerekiyor. Aksi takdirde sen haklı ben haksız noktasında zaman çok hızlı geçiyor ve bir çözüm üretmekte yavaş kalınca bu insanlar çözüm üreten ülkelere gidiyor ve özellikle sosyal destek isteyen gruplar bize kalıyor kurucu aile bakanlığı yapmış olarak. Eğer Sosyal destek isteyen gruplar üzerine elimizdeki yetişmiş insanı Avrupa Birliği'ne gönderip sosyal destek sistemi üzerinden Sürdürülebilir bir sistem değil ve herkesi kendi içerisinde yönetilebilir hala dönüştürebilecek bir modeli üretmek ve bunu yapmak gereği durumundayız” şeklinde konuştu. “50 BİN KONUTLUK BİR ŞEHİR İNŞA ETMEYE BAŞLADIK” Şahin konuşmasında son olarak konuşmasında 50 bin konutluk yeni bir şehir inşa etmeye başladıklarını belirterek, “Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak Gaziantep ile ilgili rakamlara baktığımız zaman bunun yönetilebilir şekilde ve Sürdürülebilir bir şekilde olacağını düşünüyorum. Elbette yeni sorun alanlarımız oluşabiliyor, mesela kira fiyatlarının yükselmeye başladığını gördüğümüz zaman biz 50 bin konutluk yeni bir şehir inşa etmeye başladık. Ve bunu kendi vatandaşımıza, işimize inşa etmeye başladık yeni sorun alanlarına karşı sürekli sorun üreten bir mekanizma değil. Bunu nasıl çözeceğiz? Bakış açısıyla bakmamız ve bunu yönetmemiz gerekiyor. Zaten bizim Şehrin en büyük farkı bu her türlü görüşten insanlarla bu sorunu birlikte nasıl çözeceğiz istişare ediyoruz ve bir ortak nokta bulup Ankara'ya çözümle gidiyoruz. Sonuçta bu memleket bizim bu memleket hepimizin diyorum” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.