Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

  GÖZÜME TAKILANLAR İLE AKLIMDA KALANLAR -2

Yazının Giriş Tarihi: 12.01.2021 13:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.12.2023 11:04

  Şu zonturlu pandemi ortamında normal bir insan; göremediği düşmana karşı ne yapabilir ki?

  Maskenin, mesafenin ve temizliğin haricinde…

  Evinde oturup, uzun günler kapanacaksın… Bir o pencereden, bir şu pencereden dışarıdaki dünyaya bakacaksın ama aradığın coşkuyu ve kalabalığı göremeyeceksin… Kâh televizyona, kâh bilgisayara, kâh akıllı telefona sarılacaksın, dost diye…

  Sen eşine, eşin de sana bakacak; şefkatle, sevgi saygıyla ve de birbirinizi asla kırmadan; çocuklarınız ile torunlarınızın hasretini çekerek…

  Ve çok kez bakacaksın yüzü gülen, olumlu düşünen, espiri yapan insanlarımızın sayısı gün geçtikçe azalıyor mu, diye…

  Ama şu kesin ki, kaygı, tasa, umutsuzluk ve yaşam sevinci gün be gün körelmekte…

  Çünkü ve de ne yazık ki, ülke insanlarımızın çoğu yaşlısından gencine işsiz, insanlarımız umutsuz, insanlarımız yarınsız, insanlarımız sağlıklı beslenemiyor…

  Pandemiden ve bulaş yasaklardan ötürü geçimlik işyerlerinin yüzde 90’ı kapalı; insanımız mağdur…

  İnsanlarımız yarınlarda var olabilme kavgasında ama eşit bir kavga alanı yok… Üstelik –insanların çoğu- savunmasız ve donanmasız…      Çünkü corona virüs ile azılısı covid-19 insan neslini tüketmek için programlandırılmış mükemmel donanımlı bir ordu gibi -hem de gözle görülmeyen türden- dişli mi dişli bir düşman…

  Üstelik mutasyon üstüne mutasyon geçiriyor; askıda kalma süresi ile bulaş mesafesi bir dakikanın altında iken şimdi 10 dakikalara çıkmış, diyorlar… Azılı Covid -19, 20 ve 21 derecelerine terfi etmiş… Corona virüsün; sars cov-2 virüsü ise son 10 ayda 4000’den fazla mutasyon geçirmiş ve hâlâ geçiriyormuş…

  Bu virüse karşı -şimdilik- tüm dünya insanlarının çoğu çaresiz ve aciz…  Virüsün etkisini kırmak için maske, mesafe ve temizlik ilk önlem; bitirici darbeyi vurmak ise -bir an önce- öldürücü aşıyı bulmaktan ve aşılanmaktan geçiyor…

  Biz corona aşısını Çin’den almaya başlamışız, test yapıyormuşuz; “ilk etapta 60 yaş  ve üstü aşılanacakmış” diyorlar… Sonrasında da nüfusumuzun yüzde 10’u aşılanacak… Bakacağız!

  Ve dahası…

  İnsanlarımız -çoktan da çoğu- öfke patlamasına hazır bir suskunluk içindeler; ağızları bıçak açılmayan türden…

  Pandemi öncesi yasaklarından önce kentin büyüklü küçüklü parkları dolup taşarken, oturulacak bir bank kenarı bile bulunmazken şimdi alış verişten dönen üç beş yaşlı, odur ki beş on dakikalığına elindeki poşetlerin ağırlığından kurtulmak ve biraz dinlenmek için oturup kalkıyorlar…

  Yaşlılarımızın çoğu -kendilerine ayrılan saat 10’dan 13’e kadar müsaade edilen zaman dilimleri içinde- ya emekli maaşlarından para çekmeye ya da evin eksiklerinin birkaçını almak ve de ayaklarını açmak için dışarı çıkıyorlar…

  Kahvehaneler yasak… Ne okey oynayabiliyorlar, ne iskambil, ne tavla, ne koçkin…

  Ne gidilecek bir sinema var, ne tiyatro ne de taraftarı olduğu futbol, basketbol ve voleybol maçlarına gidebiliyorlar… İyi ki televizyon varmış; saatlerce bak, canın hangi kanalı ve hangi programı izlemek istersen izle…

  Yaşlıların çoğu yalnız yürüyor, çoğu banklarda tek başına oturuyor, yanına oturmaya gelenin yüzüne bile bakmıyor; Allahın selamını alıp üç beş dakika sonra kalkıp gidiyor…

  İnsanlarımızın çoktan da çoğu tahammül sınırlarını aştıkça aşıyorlar; eften püften nedenlerden ötürü; ev içi ve ev dışı nedenlerden ötürü…

  Kimse artık kimin kim olduğuna bakmasız ne hal hatır soruyor, ne bir güler yüz gösteriyor…

  Herkes, -tanıdığı tanımadığı- herkesi pozitifli (yani virüs bulaşmış) gibi görüyor ve hele de maskesini kifayetsiz ve kirli göründe; “benimle sohbet eder, yüksek sesle konuşur ve ağzından bulaş sıçratıp bana da bulaştırır mı acep” diye korkup uzaklaşıyorlar…

  Bağ-Kur ve sigorta emeklilerinin maaşları -şayet bir yan gelirleri yoksa- açlık sınırında olup yoksul sayılsa da siyasi iktidarın himmeti -sadaka türünden- asgari ücretten bile az mı az…

  Asgari ücretliler de bir an önce emekli olup sefa sürme hülyalarındalar ama kazın ayağının öyle olmadığını da bir bilseler…

  Yılbaşı hindisi beklerken -isteseler de istemeseler de- kıçı kırık tavuğa bile razı olurlar; “ağzınıza da çok gözünüze de çok” denilerek susturulurlar…

  Küçük ve orta düzey esnafların yüzde 80’i karsız; dükkân kiralarını bile denkleştiremiyorlar; esnafların yüzde 20’siyse kırık düzen, borç gırtlakta…

  Kime sorarsanız sorun…

  Ulusal düzeyde birçok -yaşamsal tüketim- kaleminde dışa bağımlılığımız üçe beşe katlanabilir yeni yıl ile birlikte…  

  Eğitim ve öğretim kurumlarının ne çalışanları, ne öğretim üyeleri, ne öğrenciler, ne veliler ne de Milli Eğitim Bakanlığı uzmanları “eğitimde de, bilgilendirmede de, okul içi ve dışı örgütlenme düzeninde de” bir türlü eğitim/öğretim dengesini sağlayamayacaklar gibi… Görüntü; “Yaslı gittim, şen geldim” seviyesinin çoktan da çok altında…

  Milli Eğitim Bakanlığı'nın son dakika açıklamasına göre ilkokul, ortaokul ve liselerde uzaktan eğitim 22 Ocak tarihine kadar devam edecek.

  Bu pandemi ortamında holdinglerden KOBİ’sine kadar tüm sanayici ve üreticiler de risk altında… Dışa bağımlılık ile döviz kurları anlık düşüşler haricinde kaç misline çıkar, onu da Allah bilir…

  Siz yine de -her konuda, her mevzuda- moral depolamayı ihmal etmeyiniz saygı değer okurlarım…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.