Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

ALLAH’IN KEREMİNE ŞÜKÜR…

Yazının Giriş Tarihi: 10.09.2020 11:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.12.2023 08:12

     Cennet-i mekân bir ülkede yaşıyoruz…

     Havamız temiz… Ormanlardan önümüzü göremiyoruz! İçimiz dışımız akarsu, göl, deniz; su ve su kaynakları gani mi gani, yok kuraklık korkumuz!

     Akarsularımızda da, göllerimizde de, denizlerimizde de ‘zerre-i mıskal’ -hafiyeler tutup aratsanız- zehirli atık su bulamazsınız…

     Bitmez-tükenmez -bloklar ve stoklar halinde- yer altı ve yerüstü kaynaklar konusunda zenginlerin de zenginiyiz…

   Benim ülkemde ne yaş ağaca balta vurana rastlanır, ne bir kediye, bir it eniğine tekme savurana, ne de saçaktaki serçe kuşuna süngel taşı atana… Ne anız yakılır, ne koro, ne de orman yangınları olur! Bizler tüm milletçe çocuklarımızı, torunlarımızı koruyormuş gibi ormanlarımızı ve de ağaçlarımızı da koruruz; yeşillik alanları kömürleştirmemek için!

  XXX

     Ne yaş, ne baş dinleyen ve tüm dünyanın üstüne bir kâbus gibi saldıran korana virüs gibi saldıran görünmez düşmana karşı da dünyanın en mükemmel tıbbi savunma sistemini çalıştırıyoruz… Çene altına, bileklere, kol pazılarına; güneşte başım haşlanmasın diye kafamızın kel alanlarına takıp ‘ha babam, de babam’ deyip düğünlerde ve asker uğurlamalarında, davullu zurnalı halaylar çekip, Covid 19’u bile korkutup kaçırıyoruz; bizden uzak olsun da kime bulaşırsa bulaşsın, diye!

   XXX

     Ekonomimiz dünyanın –hâlâ- en güçlü ekonomisidir… Bir dünya ekonomik kriz geçirse, bizi ‘bir kirtik dahi’ etkilemez…

     Yoksulluk, sefalet, açlık, kıtlık; bolluk, bereket içinde yaşayan insanlarımız için alışılmadık kavramlar ve durum halleridir…

     Ne konut sorunumuz var, ne kira derdimiz… Ne borç-harç derdimiz var, ne yarın kaygımız… Çalışan nüfusun yüzde doksanı iş beğenmiyor? Dünya markası ve albenisi olmayan bu işler benim kılasıma yakışmaz, diye!

     Üstelik sigortasız, sendikasız ve de kaçak işçi çalıştıran bir tek bir işletme (işyeri, tesis) gösteremezsiniz… Çalışanlara asgari ücret yerine azami ücret ödenmektedir.

     Tüm vergi mükelleflerimiz vergi rekortmeni olabilmek için ha bire yarış halindedirler…

     Kredi kartlar ile her türlü banka kredileri faizi yüzde birdir. Bireysel tasarruflarla trilyoner olanların oranı yüzde 75’dir; yüzde 25’lik kesim ise milyarderdir…

     Elektrik, su, doğalgaz kullanım bedelleri fatura kâğıdı karşılığına denk gelecek miktarda, yani semboliktir. Akaryakıt (benzin, mazot, gaz) fiyatlarının litresi bir kutu kibrit; sanayi tipi tüp gaz fiyatları bir paket sigara karşılığıdır…

     Sabit ve mobil telefonlarla günde bir saat konuşmak bedava, bir saatten sonrasının 10 dakikası 1 kuruştur…

     Tarım sektörümüz tüm dünya pazarlarına hâkimdir, balıkçılığımız da, organize sanayi mamullerimizde öyle… Teknolojik yenilikler bizden soruluyor, bilgi-bilişim çağı yönlendirmesi de…

     Refah düzeyimiz arş-ı âlâ seviyesindedir. GSMH’mız 360 milyon YTL’dir…

     Allah için bir tane mostralık işsiz yok; yoksul desen şu aziz-mübarek günde fitre-zekât verecek birini bulamazsınız… Bundandır ki, Afrikalılar başta olmak üzere, dünyanın geri kalmış tüm yoksul ülkelerini biz beslemekteyiz…

     Anlayacağınız, dünyanın bütün problemleri bizden soruluyor; tek çözüm ve destek mercii biziz… Ege’de de, Doğu Karadeniz’de de ve hatta Büyük Okyanusta da sulta da bizde; çözüm de… Gerek komşularımızda, gerek uzağımızdaki ülkelerde bölgesel ve evrensel bir sorun olduğunda yalnızca ve yalnızca bizim himmetimize sığınmaktadırlar, dünya âlem. Dünya Bankası sıkıştığında bizden borç alır; IMF’in politikalarını biz belirleriz. Dünya borsalarını bizim indekslerimiz şekillendirir. Modernleşmek ve çağdaşlaşmak için örnek gösterilen tek ülke de biziz; demokratikleşmek isteyen toplumlar için de tek örnek sosyal hukuk devleti modeli bizdedir…

     XXX

     Çünkü biz, imtiyazsız ve sınıfsız bir toplumuz… Ne ezen vardır bizde, ne ezilen; ne sömüren vardır, ne sömürülen… Özgürlük alanlarımız az gelişmiş toplum üyelerinin anlayamayacağı kadar çok geniştir… Ne ayrılık-gayrilik güden vardır, ne terör belası, ne anarşi korkusu… Toplumsal dengemiz, çelik halatlarla bağlanmış gibi sağlamdır… Basın özgürlüğü de sınırsız, düşünce ve ifade özgürlüğü de, girişim ve yapılanma özgürlüğü de… Hak, hukuk, sorumluluk ve vatandaşlık ödevleri bazında kimsenin kimseden bir eksiği, fazla yoktur… Dokunulmazlığın, ayrıcalığın ve imtiyazın ne olduğunu dahi kimse bilmez… Ne din istismarcılığı yapılır benim ülkemde, ne duysu sömürüsü… Yargı, siyasetten bağımsız ve yansızdır…

     Hapishanelerimizin kapıları kilitlidir. Çünkü suç işleme oranı sıfırdır… İçimiz-dışımız kültürel eserlerle dolu olduğundan, hapishanelerimiz müze olarak kullanılmaktadır…

     Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, dolandırıcılık, beleşçilik, kap-kaç, tecavüz, suikast gibi suçlar, ahlak dışılıklar, hak gaspları, yalancılık, çıkarcılık, hainlik gibi insanlık dışı tavır ve davranışlar, benim ülkemde ‘yalnızca ve yalnızca’ masal kitaplarında varlığını sürdürür...

     Mahkemelerimiz ortalama ayda bir kez ‘icat ve keşifler bazında’ patent nizalaşmaları yüzünden açılır; davalı ile davacı yüzde yüz anlaşarak sulh olurlar…

     XXX

     Okuryazar oranımız yüzde yüz… Üniversite mezunlarımız yüzde 99… İlk ve orta öğretimdeki sınıfların öğrenci sayısı 19’un altında; her 7 öğrenciye 2 öğretmen düşmekte… Eğitim parasız; üstelik18 yaşın altındaki kız ve erkek öğrencilere asgari ücret, 18 yaş üstündekilere alt kademe memur maaşı verilmekte…

     Ulusal ve yerel basın (gazete) tirajımız (baskı sayımız) günlük 43 milyondur. İki kişiye bir gazete düşmektedir. Günlük kitap (şiir, öykü, roman, inceleme-araştırma vs) okuma oranı yüzde 90’dır. Haftalık ve aylık yayınlanan dergi sayımız 250 bin, okur sayımız yüzde 95’tir…

     Eğitim de, bilgi-görgü de, genel kültür de, icatlar ve keşifler de, reformlar da, ilkler de, her türlü yenilikler de bizden sorulmaktadır, bir dünyada…

     XXX

     Özel ve de güzel hastane sayımız, toplam okul ve cami sayımızla eşittir. Her üç kişiden birimiz uzman doktor… Her beş kişiden birimiz din âlimi… Her on kişiden birimiz ya gazeteci ya da yazar… Her tür Sağlık hizmetleri ücretsizdir. Her 3 hastaya 1 uzman doktor düşmektedir. Geçmiş on yıllardan bu yana bir takım hastalıklardan ötürü ‘tek tek ya da toplu’ bebek ve çocuk ölümlerine rastlanmamıştır.

     Beşikten mezara herkes sosyal güvenlik şemsiyesi altında; sağlıklı bir şekilde beslenip, sağlıklı bir şekilde ‘yarınından emin olarak ‘yediği önünde, yemediği ardında’ yaşamaktadır… Huzur ve güven ortamı da cabası… Karşılıklı sevgi-saygı, hoşgörü, kollama ve gözetme, güzel ahlak, güzel söz de balı-kaymağı…

     Dahası, vesaire, vesaire, vesaire…

     Yalanım yok, ama benim yoğurdum biraz ekşi mi, ne?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.