Bahaneci bir toplumuz; bahane bulmayı severiz.

         Ve çok zaman, bahaneyi mizahla özdeşleştiririz.

         Öyle ki, zamansız ölümlerin dahi bahanesi hazırdır bizde... Hem de kaç tür değişik yorum ararsanız!

         Bahanenin kibarcası, eften püften nedenler; doğrusu ise yalandır... Ama bu yalanlar, yükü, kabahati, sorumluluğu üstünden atmak; bir işteki hatanın, yanlışın, tersliğin, kendisinden kaynaklanmadığının ispatına çalışmak: ‘’kırk dereden su getirmek’’, masum olduğunu ispata ve iknaya çalışmak, kendini ‘’ak kaşık’’ addetmek, türünden yalanlardır...

         ''Kulp takmak'' pek uygun düşmese de dan’lı dun'lu, tın'lı mın'lı martavallardan medet ummak, kurtuluş yolları aramak...

         ''Yoksa ben!'' diye başlayan duygu sömürüsü ve açındırması da cabası! Hem de yeminli billahlı, Vallahlı tillahlı türünden…

         Bahanenin bireysel olanı da vardır, toplumsal olanı da; gülüp geçileni de vardır, yuva yıkanı da... Kişiyi ipe götüreni de vardır, ipten alanı da; ülkeyi batıranı da vardır, yücelteni de... Kişiyi komik duruma düşüreni de vardır, acındıranı da…

         Anlayacağınız, günümüzde, özel ve de genel manada bahanesiz olgu, oluşum ve icraatlara dair beyanat ve görüş, yok gibidir!

         Kısacası, bahane; şahane bir şeydir; uydurmasını bilirsen! Tabi ki bahaneci için, sosyal statüde çok önemlidir; ikna etme yeteneği de.

         Bir konuda bahaneye gereksinim mi duyuyorsunuz? Bizim insanımızda, yetkilisinden yetkisizine, sorumlusundan sorumsuzuna, seçeninden seçileninde, yaşlısından gencine, aklınıza gelmeyecek türden çeşitli bahaneler vardır.

         Seç, beğen, al... Çünkü bu hususta bilgi birikimimize diyecek yoktur.

         Şimdi, basit ve de yalnızca kendine zararı dokunacak bahanelere dair birkaç örnek verelim:

         -Çocuk okula gidecektir hem de ağzı burnu maskeli… Ama bahanesi şahane! Çünkü EBA (Eğitim Bilişim Ağı) sistemi çöktü… Uzaktan eğitime yine şahane türünden bahane çıktı. Üstelik öğrenci çocuk duymuş; Korona virüs’e karşı en ciddi önlem olan birçok maske türü sahte çıktı… Maskelerin çoktan da çoğu sahte, ya da kifayetsiz çıkınca salgının neden azgınlaştığı da anlaşılmış oldu… Ve daha okulun ilk gününde kaytarmak isteyen öğrenci/çocuklara bahane çıktı: “Maskeden zor nefes alıyormuş gibi, anne ben boğulacak gibi oluyorum, okula gitmek istemiyorum… Ben dersleri evde TV’de ya da tablette izlemek istiyorum’ diyor; bahanesi geçerli… Şu Pandemi döneminde okula gitmek istemez! Bahanesi; hastadır, ateşi vardır; yataktan çıkamayacak kadar bitkindir. Hele bir de ‘hinlik edip’ tebeşir tozu yutmuşsa, şahanedir.

        -Şu pandemi döneminde baba dayağı yemiş çocuklar gibi ağlayan işsizler, geliri giderini karşılayamayan emekçileri görmek ekonomik ve sosyal bitmişliğin -beterden de beter- bahanesidir; eve katıklı ekmek götürmemek…

         -Kadın, öğlen eve yemeğe gelirken kocasından yoğurt getirmesini ister. Koca unutur. Bahanesi, bu gün hiç iyi yoğurt yoktu ya da hiç yoğurt kalmamıştı, olur! Şahanesi, kadının öğlen vakti için yoğurtsuz ya da üstüne ayran içilecek türden yemek yapmamasıdır.

         Şimdi de, sosyal ve siyasal manada ''bahanelerin hayretlik şahanelere dönüşmesine dair'' örneklere bakalım:

          -Korona virüs bahanesi, şahanesi ise Covid 19… Aşısı desen bugün yarın değil; tedavisinin şahanesi ise Maske, Sosyal mesafe ve Temizlik…

         -Kene ölümlerinin de, Zatürre’nin de, grip’in de en hayretlik bahanesidir kapıdaki Korona ile Covit-19 virüsü… Şahanesi ise sıcak ile soğuk ortam arasında ha bire gidip gelmek…

          -Depremlerin de, orman yangınlarının da en hayretlik bahanesi: Kimilerine göre dinsizliğin artması, Allah’a şirk koşulması; kimilerine göre de dağda bayırda, açık ve kel alanlarda altın aramak için doğayı katletmek de şahanenin şahanesidir; sırtı zıhlılar için...

       Kimyasal fabrika atıklarını ırmaklara, dereler, göllere dökmek/atmak bahane; sudaki canlıları ve su ürünlerini tüketmek ve sulu alanlardaki meyve ağaçlarını ve sebzeleri alanlarının kökünü kurutmak, arsız burjuvalar için şahaneden de öte, doğa katliamcılığıdır; bahanesi de parti rozetidir!

       -Bence, Kanal İstanbul bahane, dünyanın rantını (getirisini) peşin peşin almak şahaneden de öte şaheserdir!

       Çiftçiler kredi kartına çalışıyorlar; her çiftçinin ortalama 4 ile 7 kredi kartı var; kart zenginliği karın doyurmuyor! Çoktan da çoğu hem sağlıksız hem mutsuz! Aile fertlerine karşı ne bahanesi var, ne de şahanesi!

       Üstelik devlet de döviz ile borçlanıyorsa; kasabın palasını sallayarak borca -cıvındırık- et kesip vermesi; ekonomik şahanenin hangi kategoriye girmesi ben ce sorundur!

         -İstanbul Sözleşmesine muhalif olan kara cahiller güruhu, Kadına yönelik şiddet ve Aile içi şiddetin önlenmesi derken; şahanenin bahanesi de Türbanın karşısına kara çarşafı koymak olabilir mi? Olasıdır!

          -Ekonomik krizin en şahane dar bahanesi: Devir alınan enkaz! Şahanesi: 18 yıl yetmez, mezara kadar iktidar şahaneliği âlâdır!

       -Devletlerarası satranç oynamak, gidici iktidarlar için koftiden el, ayak ve dil peşrevleri çekmeleri ve didişmeleri kamuoyunda heyecan yaratsa da şahane bir oyalamadır; bahanesi de tüm taraflar için geçerli olandır.

       Dilerim ki bahaneniz azdan da az ama şahaneleriniz çoktan da çok olsun!