Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

DEMOKRASİ VE LAİKLİK -1

Yazının Giriş Tarihi: 06.09.2020 14:27
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.12.2023 04:06

     Sokaktan geçenlere, sizi ziyaret edenlere ve de yaptığınız eş-dost ziyaretlerinde sorunuz ‘Demokrasi nedir, demokratik devlet nedir, laiklik nedir, laik demokrasi nedir?” diye...

         Adında -bir zamanlar- demokrasi ibaresi olan partinin üyeleri ve yakınlık duyanlar da dâhil...

         Bakın, yüzde kaçı ‘’demokrasiye ve laikliğe dair’’ gerçeğe yakın tariflerde bulunacaklar, görünüz!

         Hatta bunlara ‘rast gelirseniz’ seçtiğimiz milletvekillerini de ekleyiniz...

         Bu toplumsal kavramlara dair alacağınız sonuçların verileri sosyokültürel seviyemizin aynası olacaktır; şüphesiz!

         Demokrasi ve laiklik konusunda ne kadar eğitilmişiz; demokrasinin mevcut -standart- uygulamaları yaşam pratiğimize nasıl yansıyor? Azınlıklar koalisyonlarındaki hükümetler ile tek parti iktidarları, azınlıkların ve çoğunlukta olanların istek ve taleplerini nasıl dengeliyorlar? Genel seçimlerdeki soysal yapıya ve meclise yansıyan milletvekili çoğunluğuna güvenerek, tiranlık mı uygulamak istiyorlar?

         Demokrasi ve laiklik...

       Bu kavramların kullanım alanları açıkça tanımlanmadıkça ve anlamları üzerinde uzlaşılmadıkça, topluluk üyesi insanlar, kavram kargaşasından kurtulamazlar ve de uygulamalardaki tartışmaların sonu bir türlü gelmez.

         İmdi!

         Gelelim demokrasinin anlamına:

         Demokrasi (eski yunanca, demos = halk ile kratos = otorite’den müteşekkil) olunan bir kelimedir ki, halkın kendi kendini yönetmesi anlamına gelir.

         Türkçe karşılığı ‘el erki’ demektir.

         Açılımı: Bir yönetim düzeninde halk iradesinin ağır basması ve yönetimin yargı ve halk (kamusal, mesleki ve sivil toplum örgütleri) tarafından denetlenmesi esasına dayanan çoğulcu sistem…

         Çeşitlemesi:

       a-) Doğrudan doğruya demokrasi: Siyasi kararların, çoğunluğun esasına göre, doğrudan doğruya şehir halkı tarafından alındığı yönetim şeklidir... Ki, günümüz koşullarında, bu örnek olarak eyalet sistemleri ve yerel yönetimler gösterile bilinir.

        b-) Temsili demokrasi: Yurttaşların siyasi haklarını doğrudan doğruya değil de, kendi seçtikleri ve kendilerine karşı sorumlu olan temsilciler (milletvekilleri, senatörler) aracılığıyla kullandıkları yönetim şekli.

         c-) Liberal demokrasi: Azınlıkta kalanların kişi ve kamu haklarını (sosyal, kişisel ve vicdani özgürlük alanlarını) güvenlik altına alabilmek için çoğunluk iktidarının anayasa ile sınırlanarak uygulandığı (anayasal demokrasi) yönetim şekli.

         d-) Sosyal (’’ekonomik’’ de denir) demokrasi: Siyasi anlamda demokrasinin (doğrudan doğruya demokrasi, temsili demokrasi, liberal demokrasi) öngördüğü ilkeler dikkate alınmaksızın sosyal ve ekonomik farkları (en önemlisi, özel gelir dağılımındaki eşitsizliklerden doğan farkları) en aza indirgemek amacını güden sistem.

         e-) Hıristiyan demokrasiler ve İslami demokrasiler: Dini şeriat yasaları esasına dayalı yönetim şekli. Din ve ahlâk buyrukları ile bazı demokratik ilkeleri bağdaştırmaya çalışan sistem akımı.

         f-) Halk demokrasileri veya totaliter demokrasiler: Kısacası demokratik cumhuriyetlerdir... Ki, 2. Dünya Savaşı sonrasında kurulan sosyalist ülkelerindeki uygulamalara verilen isimdir..

         Demokrasinin ne olduğuna ve çeşitlerine dair ‘’bu kadar ansiklopedik özet bilgi yeter’’ deyip, demokrasinin bizdeki seyrine de bir göz atalım:

         Bizde ilk demokrasi uygulaması, Padişah Abdülmecit döneminde Sadrazam Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanıp 1839 yılında yasalaşıp, halka duyurulan ve 1. Tanzimat olarak bilinen ferman: Osmanlı devlet yapısı ile toplum ilişkilerinde kısmi demokratik düzenlemelerin getirdiği o günden bugüne...

         Demokratik gelişmemizi, değişiklikler arz eden uygulama biçimlerini, dönem dönem ben sıralayayım, sizler mukayese edin!   Tabi birden çok dönemde yaşamış olanlar için diyorum.

         1938’e kadar olan Atatürk dönemi...

         1950’ye kadar olan İsmet İnönü dönemi...

         1950’den 1960’a kadar süren Adnan Menderes dönemi...

         1960 İhtilalinden sonra 1971’e kadar ve devamında 1975’den 1977 kadar süren Milliyetçi Cephe’de dâhil Süleyman Demirel dönemi...

         1973, 1974, 1977-78-79 (Necmettin Erbakanlı koalisyonlar da dâhil) Bülent Ecevit dönemi…

         12 Eylül 1980 darbesi ve Kenan Evren dönemi...

      1983’den 1989’a kadar süren Turgut Özal dönemi...

         1991 ile 2001 koalisyon dönemleri…

         2002’den günümüze Recep Tayyip Erdoğan dönemi...

       Geçici ve ara dönemler hariç!

         Ölçün, biçin, tartın, düşünün!

         Hangi dönemlerde demokrasi vardı?

       Hangi dönemde ‘hak ve özgürlükler bazında demokrasi kurumsallaştı, yaşam anlayışına dönüştü?

       Hangi dönemlerde demokrasi zaaflara uğradı, hangi dönemlerde demokrasinin yalnızca adı vardı, hangi dönemde demokrasi biraz daha gelişti ve uygulanma olanaklarına kavuştu?

         Tarihi belgelere ulaşın, arşivleri karıştırın, araştırıp inceleyin; ‘’ne idik, ne olduk, oysa ne olmalıydık!’’ sorusuna cevaplar arayın.

Not: Yazı uzayınca başlıktaki laiklik yarına sarktı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.