Bir sabah uyandığımız da koronalı günler bitmiş olacak. Biz bu illet salgından, kitap okuyan, yardımseverlik anlayışı gelişmiş, çevre dostu, hayvan sevgisi olan, şiddetten uzak, eğitimli, yaşananlardan ders alan bir toplum olarak çıkacağız Umutlar gerçekleşecek ve bu günler unutulup gidecek Diye düşünürken ve de en önemlisi, bu kadar ağır sorunlar altında yaşarken üzerimizde sürekli kara bulutlar dolaşırken yaşanan onlarca acıdan daha kötüsü nedir biliyor musunuz?
Acının toplumu birleştireceğine daha da bölmesidir!
Artık her acı bizi daha fazla bölüyor, daha fazla birbirimizden uzaklaştırıyor. Birbirimize daha fazla şüpheyle ne nefretle bakıyoruz. Hiç bir ayrım yapmadan, yardım, kardeşlik gibi değerlere sarılmak gerekirken mensubu bulunduğumuz bir siyasi partiye ya da düşünceye sarılarak yolumuzu seçiyoruz. İnsanların birbirlerini dinlemeye, konuşmaya ve tartışmaya tahammülleri kalmamış. Nefret ve ayrıştırma yediğimiz ekmeğe, içtiğimiz suya bulaştı. Yok şuncu buncu, yamuk eğri, sapla saman, iyi ile kötü birbiriyle karıştırıldı. Kötü olanda tarafların giderek militanlaştığı bağnazlaştığı, yaşın yanında kurunun da yandığı zaman iklimindeyiz.
Öyle bir hale gelmişiz ki her olayda bizden görmediğimiz tarafı suçlayarak hesap sormaya çalışıyoruz.
Aslında hesap falan sorduğumuz da yok. Sadece arkasına takılıp gittiğimiz siyasilerin, düşüncelerin duvardaki birer taşlarından ibaretiz. Öyle olmaya da devam ediyoruz. Memleket bıçak gibi ikiye üçe ayrılmış durumda. Bu nedenle özellikle şehri yönetenlerin birliğimizi ve dirliğimizi zedeleyen, fitneyi, fesadı, nifakı, dedikoduyu ve düşmanca duyguları önce kendileri beslememeli, desteklememeli ve fırsat vermemelidir. Şehri yönetenlerin toplumsal dayanışmaya sıcak bakan, hoşgörülü affedici, sevgi ve saygı kurallarını ihlal etmeyen, verdiği sözde duran, kısacası insani değerleri önce kendi yaşamında uygulayan kişiler olması lazım. Aksi takdirde birlik ve dirlik içinde kardeşçe yaşamaktan söz etmek abesle iştigalden başka bir şey ifade etmez!. Allah birlik, dirlik bilen kindar olmayan vatandaşı bütünleştirici insanları muvaffak eylesin.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Veysel KARAYILAN
ŞEHRİ YÖNETENLER VE FİTNE FESAT
Bir sabah uyandığımız da koronalı günler bitmiş olacak. Biz bu illet salgından, kitap okuyan, yardımseverlik anlayışı gelişmiş, çevre dostu, hayvan sevgisi olan, şiddetten uzak, eğitimli, yaşananlardan ders alan bir toplum olarak çıkacağız Umutlar gerçekleşecek ve bu günler unutulup gidecek Diye düşünürken ve de en önemlisi, bu kadar ağır sorunlar altında yaşarken üzerimizde sürekli kara bulutlar dolaşırken yaşanan onlarca acıdan daha kötüsü nedir biliyor musunuz?
Acının toplumu birleştireceğine daha da bölmesidir!
Artık her acı bizi daha fazla bölüyor, daha fazla birbirimizden uzaklaştırıyor. Birbirimize daha fazla şüpheyle ne nefretle bakıyoruz. Hiç bir ayrım yapmadan, yardım, kardeşlik gibi değerlere sarılmak gerekirken mensubu bulunduğumuz bir siyasi partiye ya da düşünceye sarılarak yolumuzu seçiyoruz. İnsanların birbirlerini dinlemeye, konuşmaya ve tartışmaya tahammülleri kalmamış. Nefret ve ayrıştırma yediğimiz ekmeğe, içtiğimiz suya bulaştı. Yok şuncu buncu, yamuk eğri, sapla saman, iyi ile kötü birbiriyle karıştırıldı. Kötü olanda tarafların giderek militanlaştığı bağnazlaştığı, yaşın yanında kurunun da yandığı zaman iklimindeyiz.
Öyle bir hale gelmişiz ki her olayda bizden görmediğimiz tarafı suçlayarak hesap sormaya çalışıyoruz.
Aslında hesap falan sorduğumuz da yok. Sadece arkasına takılıp gittiğimiz siyasilerin, düşüncelerin duvardaki birer taşlarından ibaretiz. Öyle olmaya da devam ediyoruz. Memleket bıçak gibi ikiye üçe ayrılmış durumda. Bu nedenle özellikle şehri yönetenlerin birliğimizi ve dirliğimizi zedeleyen, fitneyi, fesadı, nifakı, dedikoduyu ve düşmanca duyguları önce kendileri beslememeli, desteklememeli ve fırsat vermemelidir. Şehri yönetenlerin toplumsal dayanışmaya sıcak bakan, hoşgörülü affedici, sevgi ve saygı kurallarını ihlal etmeyen, verdiği sözde duran, kısacası insani değerleri önce kendi yaşamında uygulayan kişiler olması lazım. Aksi takdirde birlik ve dirlik içinde kardeşçe yaşamaktan söz etmek abesle iştigalden başka bir şey ifade etmez!. Allah birlik, dirlik bilen kindar olmayan vatandaşı bütünleştirici insanları muvaffak eylesin.