Hangi vakitteyiz? Hangi mevsimi gösteriyor zaman? Olmak istediklerimiz, olmaya çalıştıklarımız, olamadıklarımız...
Kaç tohum eker ürkek ellerimiz, kaç tohuma daha dokunur? Ne kadar da yoksullaştık, kendi hücresinde yokluğumuz, yoksulluğumuz. Peki ya, biz değil miydik yol olan, ses olan, gel olan, git olan?
İhanetimizden midir kalan yüzümüze bir gram nefes olma umudumuz? Kime neye ihanet etti kirpiklerimize sakladığımız gözyaşlarımız? O kadar zor muydu ağıtlar yakarak dökmek gül mercanlarımızı?
Hani diyorum ki, bıraksak artık arsız acılarımızı, içimize oturan matemleri, kanına bulanmış yarınları!
Gök alabildiğine mavi, bulutlar sıyrılmış olsa hüzünlerinden, kuşlar telaş içinde çalsa kapımızı!
Hani diyorum ki, geciktiğimiz, erken gittiğimiz, anlattığımız, anlatmadığımız anıları, birde gerçek sandığımız yalanları dünde bıraksak!
Ve biz ninilere hasret kulaklarımızla yeniden, hep yeniden çocuk olsak, en temiziden...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sosyolog Neslihan KARAYILAN
VE BİZ YENİDEN ÇOCUK OLSAK, EN TEMİZİNDEN
Hangi vakitteyiz? Hangi mevsimi gösteriyor zaman? Olmak istediklerimiz, olmaya çalıştıklarımız, olamadıklarımız...
Kaç tohum eker ürkek ellerimiz, kaç tohuma daha dokunur? Ne kadar da yoksullaştık, kendi hücresinde yokluğumuz, yoksulluğumuz. Peki ya, biz değil miydik yol olan, ses olan, gel olan, git olan?
İhanetimizden midir kalan yüzümüze bir gram nefes olma umudumuz? Kime neye ihanet etti kirpiklerimize sakladığımız gözyaşlarımız? O kadar zor muydu ağıtlar yakarak dökmek gül mercanlarımızı?
Hani diyorum ki, şenlikler kurulsa otağımızda, acıyan yaralar iyileştirilse, yanan ateşler sönse!
Hani diyorum ki, bıraksak artık arsız acılarımızı, içimize oturan matemleri, kanına bulanmış yarınları!
Gök alabildiğine mavi, bulutlar sıyrılmış olsa hüzünlerinden, kuşlar telaş içinde çalsa kapımızı!
Hani diyorum ki, geciktiğimiz, erken gittiğimiz, anlattığımız, anlatmadığımız anıları, birde gerçek sandığımız yalanları dünde bıraksak!
Ve biz ninilere hasret kulaklarımızla yeniden, hep yeniden çocuk olsak, en temiziden...