Aslında ne dünya vefasızdır, ne eşya, ne de tabiat. Tek vefasız olan insandır. İnsan dışındaki her şey vefalıdır.
Vefalı olmak her babayiğidin harcı değildir. Madenin en değerlisi nasıl altınsa, insanın en değerlisi de vefalı olanıdır.
Dünyada her zaman vefasızlar, vefalılardan çok daha fazla olmuştur. İnsan, sanatçı olabilir, siyasetçi olabilir, idareci olabilir, makam, mevki, şöhret sahibi olabilir. Ama genellikle vefalı olamaz..
Çevrenize bir bakın ahde vefanın yolları hep kayıptır.
Ne verilen sözler, ne beraber yürünen yollar, ne dostluklar, ne etik değerler.
Hep kişisel hırslar, çıkarlar, savaşlar tüm dostlukları ya da dostluk sandıklarınızı ezer geçer. Sanırsınız ki kıyametten önceki son emareler.. Alt üst olmuş tüm insani değerler.
Yıllardır bizim en büyük sıkıntımız verilen sözlerin karşılık bulmamasıdır.
Belediyelerde, odalarda, derneklerde, her yeni gelen bir torba vaatle gelir, görev süresi bitince ise bir çay kaşığı icraat ile bizlerden yeniden oy beklerler.
Vefası olmayanın bekası olmaz derler
Ahde vefa .Çoğunlukla yanlış bilinir, aslında bir söze, anlaşmaya bağlılıktır ahde vefa "Ahd" iki tarafın sözleşmesi demektir.
Yani vefa aslında olması gereken, zorunlu bir karşılıktır
Verdiğiniz söze ya da size yapılan iyiliğe istinaden.
Aslında her türlü dostlukların tesisi ve sona ermesi, kişilerin saygınlık kazanması ya da itibarını yitirmesi gibi süreçlerde değerlendirme ölçütümüz, verilen söze bağlılıktır.
Sonuç olarak; kişi yerine getiremeyeceği sözü vermemeli, verdiği sözü ise ne pahasına olursa olsun yerine getirmelidir. Bu düsturu edindiği zaman kişi diğerlerinden ayrılır...
Etrafımıza bakalım. Hepimizin zor zamanları, dar günleri olmuştur ve olmaktadır. İyi gününüzde sizinle gülenlerin kaçını zor gününüzde yanınızda bulursunuz. ? “Düşenin dostu olmaz” derler, yalan mıdır?
Bu bir ahlak zinciri aslında, tüm toplumu bir DNA polimeri gibi sarmalar, sürer gider. Genlerine işler bir toplumun, kodunu oluşturur, yönünü çizer…
Toplum olarak vefayı defnetmişiz, helvasını kavuruyoruz yaşarken gömdüğümüz tüm değerlerimize fatiha okuyabiliriz. ..
Vefa dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır.
Vefa ötelerin sonsuz mükafatı karşısında, cehennemi hafife
almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.
Uzun lafın kısası vefaya ve vefalı insanlara ihtiyacımız var.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Veysel KARAYILAN
VEFASIZ ALEM
Vefasız dünya, vefasız alem..
Aslında ne dünya vefasızdır, ne eşya, ne de tabiat. Tek vefasız olan insandır. İnsan dışındaki her şey vefalıdır.
Vefalı olmak her babayiğidin harcı değildir. Madenin en değerlisi nasıl altınsa, insanın en değerlisi de vefalı olanıdır.
Dünyada her zaman vefasızlar, vefalılardan çok daha fazla olmuştur. İnsan, sanatçı olabilir, siyasetçi olabilir, idareci olabilir, makam, mevki, şöhret sahibi olabilir. Ama genellikle vefalı olamaz..
Çevrenize bir bakın ahde vefanın yolları hep kayıptır.
Ne verilen sözler, ne beraber yürünen yollar, ne dostluklar, ne etik değerler.
Hep kişisel hırslar, çıkarlar, savaşlar tüm dostlukları ya da dostluk sandıklarınızı ezer geçer. Sanırsınız ki kıyametten önceki son emareler.. Alt üst olmuş tüm insani değerler.
Yıllardır bizim en büyük sıkıntımız verilen sözlerin karşılık bulmamasıdır.
Belediyelerde, odalarda, derneklerde, her yeni gelen bir torba vaatle gelir, görev süresi bitince ise bir çay kaşığı icraat ile bizlerden yeniden oy beklerler.
Vefası olmayanın bekası olmaz derler
Ahde vefa .Çoğunlukla yanlış bilinir, aslında bir söze, anlaşmaya bağlılıktır ahde vefa "Ahd" iki tarafın sözleşmesi demektir.
Yani vefa aslında olması gereken, zorunlu bir karşılıktır
Verdiğiniz söze ya da size yapılan iyiliğe istinaden.
Aslında her türlü dostlukların tesisi ve sona ermesi, kişilerin saygınlık kazanması ya da itibarını yitirmesi gibi süreçlerde değerlendirme ölçütümüz, verilen söze bağlılıktır.
Sonuç olarak; kişi yerine getiremeyeceği sözü vermemeli, verdiği sözü ise ne pahasına olursa olsun yerine getirmelidir. Bu düsturu edindiği zaman kişi diğerlerinden ayrılır...
Etrafımıza bakalım. Hepimizin zor zamanları, dar günleri olmuştur ve olmaktadır. İyi gününüzde sizinle gülenlerin kaçını zor gününüzde yanınızda bulursunuz. ? “Düşenin dostu olmaz” derler, yalan mıdır?
Bu bir ahlak zinciri aslında, tüm toplumu bir DNA polimeri gibi sarmalar, sürer gider. Genlerine işler bir toplumun, kodunu oluşturur, yönünü çizer…
Toplum olarak vefayı defnetmişiz, helvasını kavuruyoruz yaşarken gömdüğümüz tüm değerlerimize fatiha okuyabiliriz. ..
Mevlana Hazretleri ne demiş..
Vefa nedir, bilir misin?
Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır.
Vefa dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır.
Vefa ötelerin sonsuz mükafatı karşısında, cehennemi hafife
almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.
Uzun lafın kısası vefaya ve vefalı insanlara ihtiyacımız var.