Yeni partiler Türk siyasetini ister istemez etkileyecek ve renklendirecek. Alternatif siyaset arayışlarında iktidar partisinden kopan Gül, Babacan ve Davutoğlu nedeniyle siyaset iklimi, sıcak günler yaşıyor. Siyaset arenası çok hareketlenecek. Cem Uzan'ın da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeşil ışık yakmasıyla Yeni Parti ile siyasete döneceği kulislerde. Ayrıca bir dönem Sağlık Bakanı ve Devlet Bakanı olarak görev yapan Rifat Serdaroğlu'nun "Çoban Ateşi" adını verdiği siyasi bir hareketi partileştirme çalışmaları içinde olduğu biliniyor. Yeni partilerin vatandaşa ne gibi kazanımlar getireceği şimdilik bilinmiyor, siyasi ittifaklarda dengeler değişir mi bilinmez ama yeni partilerin siyasette bir etki yaratacağı kesin gibi.

NİZİP'E YENİ BİR HASTANE ŞART

Nizip Devlet hastanesi polikliniklerinde bırakın yürümeyi, nefes almakta bile zorlanıyor insan. Nizip nüfusuna oranla(çoğu artık Suriyeli) hastalara cevap verebilecek kapasiteden çok uzak bir hastane. Bu artık bariz şekilde kendini belli ediyor. Ve iyi ki Nizip'te Özel Hastane var (ADN).Yoksa bu vatandaş ne eder bilemiyorum. Gaziantep kent merkezi dışında İslahiye’den sonra en çok Suriyelinin yerleşik yaşama geçtiği Nizip ilçesinde mevcut kamu hastanesi ağır yük altında eziliyor. Bir an önce yeni bir devlet hastanesine çok acil ihtiyaç var.2019 yatırım planında olan yapılacak hastanenin yeri belli olmadığı için ne zemin etüdü yapıldı, ne projesi çizildi, nede ihaleye çıkabildi. Hastane yerinin bir an önce şartlara uygun olarak tespit edilmesi ve ihaleye çıkılması şart. Üç beş ilçenin merkezi konumundaki Nizip'te sağlık her şeyden önemli.

YERLİ MALI HAFTASI

Her yıl Aralık ayında kutlanan yerli malı haftasının bir önemi var mı bilmiyorum ama yerli malımız pek kalmadı gibi. Eskiden okulda ülkemizde yetişen meyve, sebze ve yemişleri okula getirip, sınıflarda sofralar kurar, yer, içer kutlama yapardık. Kompozisyon yazar, şiirler okurduk. Dilimizde "yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı" sloganı vardı. Haftanın amacı, yerli tüketimin bilinçli olarak artırılması olurdu. Bu hafta süresince tutumlu olmanın, yatırım yapmanın ve ”yerli malı kullanmanın önemi” vurgulanır, tüketilecek ürünlerin yerli ürünlerden seçilmesinin gerekliliği anlatılırdı. Şimdi giyimden, gıdaya otomotivden, içeceğe, hatta dizi filimlere kadar arayışlar hep yabancı. Yerli Malı haftasında geldiğimiz nokta bu..

BİZİM OKUL KANTİNLERİ

Bir çocuğumuzun daha başına bir şey gelmeden okul kantinleri sürekli denetlenmeli. Okul kantinleri ihale üzerinden veriliyor. Çok para veren ihaleyi alıyor o da en ucuz gıdayı satarak kazanç elde etmeye çalışıyor ve bir kaç ay yapıp bırakıyor. Tekrar kirayı çok veren aranıyor. Bu yanlış uygulamanın zararını çocuklar görüyor. Bir çok okul müdürü kantin aylığı için denetim yapmıyor. Halbuki öğretmenin bile denetleme yetkisi var. O da korkup yapmıyor. Parayı veren düdüğü çalıyor yani. Milli Eğitim Bakanlığı kantinlerde bazı ürünleri yasakladı. yüzden eskiye nazaran daha sağlıklı ürünler satılabiliyor ama tabii kurala uyulursa. Ne yazık ki ülkemizde ancak bir şeylerden korkulursa veya birinin başına bir şey gelirse kontroller yapılıyor. Aileler çocuğum ne yiyor diye baskı yapmalı. Şüpheli durumlarda şikayet edilmeli. Milli Eğitim bu işin üstünde durmalı iş işten geçmeden.