Her on inşaat mühendisinden üçü işsiz

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu hazırladığı `Türkiye`de İnşaat Mühendisleri Gerçeği: İş, İstihdam ve İşsizlik` raporunu kamuoyuyla paylaştı.

Haber Giriş Tarihi: 08.12.2023 09:49
Haber Güncellenme Tarihi: 08.12.2023 09:49

Rapor hakkında konuşan İnşaat Mühendisi Burkay Güçyetmez, her on İnşaat Mühendisinden üçünün işsiz olduğunu vurguladı. “İnşaat mühendisleri, tarihimizde görülmemiş bir işsizlikle karşı karşıyadır. İnşaat mühendisleri yalnızca işsizlikle değil, haklarının gasp edilmesi ve mesleki itibarını zedeleyen uygulamalarla da boğuşmaktadırlar” dedi.      

İnşaat Mühendisliği mesleğinin güvenli ve sürdürülebilir yapılaşma açısından önemi ve gerekliliği tartışılamaz bir meslek alanı olduğunun altını çizen Güçyetmez, “İnşaat mühendisliği mesleği, güvenli ve sürdürülebilir yapılaşma açısından önemi ve gerekliliği tartışılamaz bir meslek alanıdır. Yapı üretiminin, insanların can ve mal güvenliği açısından en kritik üretim faaliyetlerinden biri olduğu dikkate alınırsa bu üretimin doğru bir şekilde planlanması, gerçekleştirilmesi ve denetlenmesi açısından inşaat mühendisleri hayati bir rol oynamaktadırlar. Bu kadar önemli bir üretimin temel unsuru olan inşaat mühendisleri, tarihimizde görülmemiş bir işsizlikle karşı karşıyadır. İnşaat mühendisleri yalnızca işsizlikle değil, haklarının gasp edilmesi ve mesleki itibarını zedeleyen uygulamalarla da boğuşmaktadırlar” şeklinde konuştu.  

Her on inşaat mühendisinden üçünün işsiz olduğunu söyleyen Güçyetmez, “Bu oran kadın mühendisler ve genç mühendisler arasında çok daha vahim boyutlardadır. Kadın inşaat mühendislerinin yüzde 47,1’i, 35 yaş altındaki inşaat mühendislerinin 48,3’ü işsizdir. Kısacası iki genç inşaat mühendisinden biri ve iki kadın mühendisten biri işsizdir. Her iki inşaat mühendisinden biri (yüzde 47,8) 4 bin 200 TL’nin altında ücret almaktadır. Daha da kötüsü çalışanların yüzde 27,5`i ise asgari ücretin altında bir ücretle çalışmaktadır” tespitini yaptı.  

Güçyetmez, mühendislerin büyük (yüzde 58,9) çoğunluğunun borçlanmak zorunda kaldığını, her iki mühendisten birinin (yüzde 51,7) kredi kullanıcısı olduğunu açıklarken, “Kamu kurumlarında istihdam mühendisler açısından neredeyse ortadan kaldırılmıştır. Çalışan on mühendisten yalnızca ikisi (yüzde 18,8) kamuda çalışmaktadır. Özel sektörde ücretli çalışan her on mühendisten ikisi (yüzde 19,5) ek iş yapmak zorunda kalmaktadır.”

“Covid-19 pandemisinin yarattığı ekonomik sorunlar da yine inşaat mühendisleri üzerinde etkisini göstermiştir. Özel sektörde çalışan mühendislerin, yüzde 37`si pandemide hak kaybı yaşamıştır. Bunlardan yüzde 33,2`si ücretsiz izne çıkarılmış, yüzde 26,6`sı ücretlerde düşüş yaşamış ve yüzde 19,6`sı ise işten çıkarılmıştır. Mühendislerin yüzde 79,2`si gelecek için kaygılıdır. Gelecek kaygısı kadın ve genç mühendislerde daha yüksektir. Mühendisler yurt dışına gitmek istemektedirler (yüzde 65,4). 35 yaş altı mühendislerde ise bu oran yüzde 82,3`dür. Kendi işyerinde faaliyet gösteren inşaat mühendislerinin yüzde 88`inin iş hacmi azalmıştır.” ifadelerini kullandı.  

İnşaat Mühendisi Güçyetmez, serbest piyasa kuralları gereği sermaye kesimlerinin lehine maliyetleri düşürme politikalarının, mühendislik hizmetlerinin fiilen ortadan kaldırılmasına veya niteliğinin düşürülmesine neden olduğunu ifade etti. “Siyasal iktidar aldığı/almadığı önlemlerle bu duruma ya seyirci kalmakta ya da çıkar grupları yanında saf tutmaktadır. Aşağıda bahsedilen işsizlik oranlarına rağmen ülkemizdeki mühendislik hizmeti açığı bunun en somut göstergesidir. Mühendislik hizmetlerindeki açık her doğa olayında topluma bedel ödettirmektedir. Verilmeyen her mühendislik hizmeti güvenlik açığı, iş cinayeti, enerji kaybı, maliyet artışı, olarak karşımıza çıkmaktadır. Oysa ki, kamu yararını gözeten bir anlayış değişikliği ve basit önlemlerle kâğıt üzerinde veriliyormuş gibi görünen mühendislik hizmetlerinin gerçekten yapılmasını sağlamak ve bu sayede işsizliği ortadan kaldırmak mümkündür. Bu hizmetlerin kağıt üzerinden gerçeğe dönüşmesi, topraklarının neredeyse tamamı deprem gibi afet riskleri taşıyan ülkemizin can ve mal güveliği açısından da son derece önemlidir” açıklamasını yaptı.

Yapı güvenliği ve depreme dayanıklı yapı üretilmesinin ana unsuru olan İnşaat Mühendislerine her zaman ve her yerde ihtiyaç olduğunu hatırlatan Güçyetmez “Toplum olarak başta konunun uzmanı olan İnşaat Mühendislerine gereken değer verilmeli ve bilimsel ve mesleki gerçeklikler önemsenmelidir” diyerek sözlerini noktaladı.