Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

AK parti heyeti GGC’yi ziyaret etti

AK Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül ve AK Parti Gaziantep milletvekilleri Ahmet Uzer, Nejat Koçer, Abdulkadir Yüksel, Mehmet Erdoğan, AK Parti Gaziantep İl Başkanı Eyüp Özkeçeci Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu GGC'yi ziyaret etti.

Haber Giriş Tarihi: 10.03.2017 15:41
Haber Güncellenme Tarihi: 06.12.2023 18:31
Kaynak: İHA
AK parti heyeti GGC’yi ziyaret etti

AK Parti Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül, AK Parti Gaziantep milletvekilleri Mehmet Erdoğan, Nejat Koçer, Abdülkadir Yüksel, Ahmet Uzer, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ile AK Parti İl Başkanı Eyüp Özkeçeçi Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti (GGC)’yi ziyaret etti. Ziyarette konuşan AK Parti Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül, “Mevcut sistemde kuvvetler ayrılığı yok. Aslında mevcut sistemde parlamenter sistem de saf haliyle uygulanmıyor. Melez bir sistem var. Bu sistem ülkemize ve vatandaşımıza patinaj yaptırıyor. Sistemde değişim bir tercih değil zorunluluktur” dedi.

PROJENİN HAKLI GURURUNU YAŞIYORUZ

Ziyarette konuşan GGC Başkanı İbrahim Ay, “Göreve gelirken yönetimimle toplu konut projesiyle ilgili bir söz vermiştik. Bugün o projenin haklı gururunu yaşıyoruz ama bu aşamaya gelene kadar başta sayın Abdulhamit Gül olmak üzere değerli milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız projemizin gerçekleşmesinde bize destek oldular. Her türlü sorunumuzda, her tıkandığımız noktada TOKİ'ye kadar bize eşlik bile ettiler. Geçtiğimiz haftalarda çekilişimizi yaptık. İlerleyen günlerde de anahtar teslim töreni yapacağız. Meslektaşlarım adına değerli katkılarınız için çok teşekkür ediyorum” dedi.

GAZİANTEP TÜRKİYE'YE ROL MODEL OLMUŞTUR

Gaziantep’in tarihiyle, kültürüyle, ekonomisiyle, turizmiyle, ticaretiyle önemli bir şehir olduğunun vurgusunu yapan Başkan İbrahim Ay, “Gaziantep yüzyıllardır barışın, kardeşliğin egemen olduğu bir şehir. Dolayısıyla bir olmanın, birlik olmanın önemini kavramış ve bu alanda rol-model olmuş bir şehir. Yanı başımızda bir savaş var. Bu savaştan en çok etkilenen şehirlerden birisi Gaziantep olmasına rağmen ayakta durmayı ve beraber yürümeyi başarmıştır ve Türkiye'ye rol model olmuştur. 16 Nisan'da Türkiye sandık başına gidecek. Bizlerin ve çocuklarımızın yarını için önemli bir karar verilecek. Bu önemli kararın verebilmesi için herkesi sandığa gitmeye davet ediyorum. Referandumdan çıkan sonucun şehrimize, ülkemize birlik ve beraberlik getirmesini temenni ediyorum” dedi.

GAZİANTEP’İMİZ İHRACATIYLA YİNE LOKOMOTİF OLMA ÖZELLİĞİNİ SÜRDÜRECEK

Suriye'de yaşanan gelişmelerin Türkiye'yi ve Gaziantep'i ekonomik ve sosyal açıdan etkilediğini anlatan AK Parti Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül, “Bütün ülkelerde istikrarsızlık, savaş ve kaos varken hamdolsun ülkemiz bir istikrar abidesi olarak huzuru, birliği, beraberliği, kardeşliği sağlayan bir ülke olarak varlığını hamdolsun sürdürüyor. Hemen yanı başımızda Suriye’de yaşanan hadiseler en fazla tabii ki komşu il olan Gaziantep’imizi doğrudan, ekonomik olarak ve diğer sosyal açılardan etkiliyor ama şunu açıkça söylemek lazım ki ülkemizin izlediği kararlı siyasi duruş nedeniyle çok önemli kazanımlar elde edilmiştir. Özellikle Cerablus’ta sonrasında El Bab’ta yaşanılan hadiseler Türkiye’nin huzuru ve güvenliği için çok önemli adımlardı. Fırat Kalkanı operasyonu esasen Gaziantep’imizin, Kilis’imizin, Ankara’mızı, İstanbul’umuzun huzurunu, güveliğini sağlamak üzere yapılan bir operasyondu. Hepiniz hatırlarsınız Gaziantep’imizin havalimanına bomba düşmüştü hamdolsun kimse yaralanmadı ama buraya kadar tehdit eden her gün havaalanından uçaklar kalkıyor, turistler gelip gidiyor bu anlamda yaşam alanlarını tehdit eden bir noktaya gelmişti. Yine Kilis’imiz sürekli tehdit içerisinde vatandaşlarımızın güvenliğini tehdit eden bir duruma gelmişti. Yine Gaziantep’te kına gecesinde yaşanan hadisede 56 vatandaşımız hayatını kaybettiğini hepimiz biliyoruz. Esasen Türkiye’nin oradaki varlığı Kilis’in, Gaziantep’in Türkiye’nin huzuru için yapılan operasyonlardı. İnşallah bu yerler Cerablus’dur, El-Bab’tır diğer yerler güvenli hale geldikçe İnşallah Suriyeli vatandaşlarımıza kendi vatanlarına, topraklarına Suriye’ye huzur içerisinde dönecekler İnşallah. Hamdolsun ki Türkiye alan el değil veren el. Hamdolsun ki Türkiye bir yere sığınmıyor, Türkiye sığınılacak bir liman özelliğini koruyor. Hamdolsun ki Gaziantep’imiz bir ensar şehir olarak ekmeğini bölüşen, sofrasını paylaşan çok asil hemşerilerimizin olduğu bir şehir. Tıpkı Şahinbey’in tıpkı Şehitkamil’in ruhuna yakışır bir ev sahipliği yaptı. Allah kimseyi vatanından geri koymasın. Bu acıyı bu trajediyi herkes yaşadı. Nihai olarak Türkiye Suriye kardeşliği İnşallah kıyamete kadar sürecek ve ekonomik olarak da Suriye’nin imarı inşasında en büyük payı ekonomik olarak da Gaziantep’imiz elde edecektir. Gaziantep Sanayisi çok güçlü, işadamlarımız çok müteşebbisken Suriye’nin onarımı ile ilgili de Gaziantep burada öncü bir rol üstlenecek. İhracatıyla Gaziantep’imiz yine lokomotif olma özelliğini sürdürecek. Suriye’deki temel mesele Suriye’nin huzuru, Suriye’deki güvenlik Türkiye’nin güvenliğini bir şekilde doğrudan ilgilendiriyor. Özgür Suriye ordusunda çok şehitler verdik. Fırat Kalkanı Operasyonu’nda Suriye’nin kendi halkı kendi bağımsızlığı ve özgürlüğü için orada ön saflarda mücadele etmiş Suriyelilerinde, Özgür Suriye ordusunun da canla başla çalıştığı eli silah tutanlarında orada mücadele ettiğini de hepimiz görüyoruz. Bu başarılı operasyonlar sonrasında inanıyorum ki Gaziantep’imizde, bölgemizdeki güvenli bölgeler oluştukça İnşallah oralara tekrar döneceklerdir. Gaziantep’imizi bu olumlu duruşundan dolayı bütün hemşerilerimizi tarih altın harflerle yazacaktır. Türkiye’de kendisine yakışanı yapmıştır. Türkiye bu özelliğiyle de bütün dünyaya kardeşliğin ve devlet olmanın ne anlama geldiğini de göstermiştir” dedi.

CHP’NİN GAYRETLERİYLE OLDU

Referandum sürecinin gelmesinin 2007 yılında CHP’nin gayretleriyle olduğunu belirten Gül, “CHP 2007 yılında Cumhurbaşkanı seçimi yapılırken Cumhurbaşkanı normalde o tarihe kadar anayasa uygulamalarına bakıldığında esasen AK Partili bir adayın seçileceği belliydi. CHP o zaman Cumhuriyet mitinglerine başladı ve parlamentoya gelip oy kullanmadı ve 367 olmadan seçim yapılamaz diye bir yorum yaptı. O zaman kadar seçilen hiçbir Cumhurbaşkanına uygulanmamış anayasadaki bir hükmü tutanağa geçirdiler. Mecliste oy bile kullanmadılar. Anayasa mahkemesine seçimin iptali için gittiler. Anayasa mahkemesi seçimi iptal etti. Sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti’de bir Anayasa değişikliğine gitti. Dedi ki ‘Parlamento Cumhurbaşkanını seçtirmiyor’ ve Anayasa Mahkemesi de meclisin iradesine ipotek koyuyor. O zaman bağımsız, tarafsız yargı anlamında da neler yaşandığını hepimiz gördük. Anayasa değişikliğini Cumhurbaşkanımız halk mı seçsin yoksa parlamento mu seçsin diye referanduma gittik. Ne zaman? 2007 yılında. CHP’nin parlamentoyu tıkaması. Bugün parlamento etkinsiz hale geliyor, etkinsizleşiyor diyenlerin o zaman parlamentoda anayasal bir görev olan Cumhurbaşkanı seçimine gitmemelerini gerçekten gitmemelerini büyük bir çelişki olduğunu açıkça söylemek lazım. Bunun sonucunda milletimiz referandumda yüzde 70 bir sonuçla halk olarak Cumhurbaşkanını ben seçeceğim dedi. O zaman CHP rejim elden gidiyor, rejim sıkıntıda, tehlikede diye kampanya yapıyordu. Ne oldu halk 2014’de Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanımız olarak seçti ve Türkiye çok demokratik açıdan tarihi bir reformu gördü. Burada yarım kalan bir iş var. O zaman parlamento seçsin sloganı ile milletin karşısına çıkanlara millet dedi ki ‘hayır ben seçeceğim’ dedi. Siz seçemiyorsunuz ki daha önce ki örneklere baktığında da parlamento üzerinde nasıl krizler olduğunu hepimiz yaşadık. Millet seçmeye karar verince parlamenter sistemden başka bir hükümet sistemine evrildik. 2007 yılından itibaren millet ‘Cumhurbaşkanını ben seçeceğim’ deyince artık uygulanan sistemin adı parlamenter sistem değildir. Bugün CHP’nin parlamenter sistemi asla yedirtmeyiz, asla taviz vermeyiz derken aslında siz ne kadar taviz vermezseniz vermeyin millet 2007 yılında ‘Ben halkın Cumhurbaşkanını seçmesini istiyorum’ diyerek parlamenter sistemden makas değiştirmiştir. En azından yarı başkanlığa geçmiştir. Biz tercih yapmak zorundaydık” dedi.

GERİ ADIM ATTIRMAYIZ

CHP ve HDP'nin istediğinin tekrar eskiye dönmek olduğunu belirten Gül, “ Cumhurbaşkanını tekrar parlamentonun seçmesi. Biz de diyoruz ki yüzde 70 milletin 'Ben cumhurbaşkanını seçeceğim' dediği bir noktadan asla geri adım attırmayız. Millete verilen hakkı hiçbir zaman geri elinden aldırmayız. Ki doğrusu da budur. 'Parlamento seçsin' diyen bir CHP var. Bunun öncülüğünü yapan. Eğer böyle olursa parlamenter sistemin üzerine gidilebilir ama önümüzde bir veri var. Millet 'Cumhurbaşkanını ben seçeceğim. Parlamento seçmeyecek' diyor. Bunun adını koymak zorundaydık” dedi.

BU REFERANDUM TERCİH DEĞİL ZORUNLULUKTUR

Bu referandum bir tercih değil bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Gül, “Burada sonuç olarak yürütmenin halk tarafından seçildiği cumhurbaşkanının olduğu bir sistemde çift başlı bir yürütme olmaz. Bunun olmayacağını biz hep söylüyorduk ama en güzel söyleyenlerden birisi de sayın Kılıçdaroğlu oldu. Katıldığı bir radyo programında 'Cumhurbaşkanı ile başbakan ikisi de ayrı partiden olursa bu bir kriz olur. Bunu millete anlatmıyorlar' dedi. Biz de millete bunu anlatıyoruz zaten. İki başlılık bir ülkede kaos getirir. Bunun örneklerini gördük. İstikrar için yürütmenin tek başlı olması lazım. Kuvvetler ayrılığı olması lazım. Yasamanın millet tarafından seçilmesi, hükümetin millet tarafından belirlenmesi, yargının da tarafsız ve bağımsız olması lazım. İşte bu sistemin adı 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir” dedi.

BU REFERANDUM NEREDEN ÇIKTI?

Bu referandumun nereden çıktığını anlatan Gül, “Bu 1960 darbesiyle ve ondan sonra oluşturulan 1961 anayasasıyla vesayeti parlamenter sistem Türkiye'de uygulamaya başlamıştır ve uygulandıktan sonra yaşanan krizler sebebiyle 50 yıldır rahmetli Erbakan, rahmetli Türkeş, rahmetli Özal, rahmetli Demirel, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde hep siyasetçiler tarafından dillendirilen bir meseleydi. Ama sayısal imkanın el vermemesi, özellikle de 2007 ve 2017 referandumunu zorunlu kılmıştır. Eğer bir ülkede cumhurbaşkanını halk seçiyorsa orada artık parlamenter sistemle devam etmek imkansızdır. Halk 'cumhurbaşkanını halk seçecek' diye bir irade koymuşsa, bunun karşısında kimse duramaz. Ve getirmiş olduğumuz bu sistemde, 50 yıldır konuşuldu ama imkan bulunamamıştı. Peki şimdi neden gündeme geldi? Özellikle 15 Temmuz'da devletimizin bekasına, milletimizin birliğine ve dirliğine karşı girişilen hain darbe girişiminin bir sonucu olarak özellikle Türkiye'nin bekasının ne kadar önemli olduğunu herkes bir kez daha hatırladı. Ve Türkiye'de öyle bir hükümet sistemi olmalı ki, aska hükümet sisteminde bir boşluk olmamalı. Yönetimde boşluk olmamalı. Çünkü yönetimde boşluk olursa aralardan vesayetçiler, darbeciler, Türkiye'ye karşı bir takım art niyetli olanlar nüfuz edebiliyor. İşte bunun ortadan kalkması için MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli, ekim ayında 'Ak Parti önerisinde ısrarcıysa biz teklife destek vermeye hazırız' dedi. Ve onun üzerine bu mesele milletin önüne gelmiştir. Ak Parti olarak bizim tek başımıza yeterli sayımız yoktu ama MHP'nin desteğiyle milletimizin önüne bu teklifi getirdik” dedi.

MEVCUT SİSTEME DEVE KUŞU BENZETMESİ

Mevcut sistemde kuvvetler ayrılığının olmadığını ifade eden Gül, “Aslında mevcut sistemde parlamenter sistem de saf haliyle uygulanmıyor. Melez bir sistem var. Deve kuşu gibi. Deve mi? Değil. Kuş mu? Değil. Ne olduğu belli olmayan bir sistem. Bu sistem ülkemize ve vatandaşımıza patinaj yaptırıyor. '15 yıldır zaten iktidardasınız' deniyor. Ancak 15 yıldır iktidarda olmak sistemin düzenlemiş olduğu bir durumdan kaynaklanmıyor. Karizmatik lider, milletiyle bütünleşmiş bir devlet adamı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinin getirmiş olduğu bir durum. Benzer durum rahmetli Özal'da da oldu. Rahmetli Menderes'de de oldu. Ama onun haricinde hep koalisyonlar, ara dönemler ve askeri hükümetlerin bir şekilde destekleriyle kurulduğu sıkıntılı koalisyon hükümetleri oldu. Dolayısıyla Türkiye'nin istikrarı ve güveni için vatandaşımızın refahtan daha fazla pay alabilmesi için inşallah güçlü bir 'Evet'in çıkacağına inanıyoruz. Gaziantep özelinde de, Gaziantep daima Ak Parti'ye ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a büyük destek vermiş bir şehrimizdir. Ben Gaziantep'imizden de ülkemizin birliği ve dirliği için, gerçekten Türkiye'nin bekası için çok önemli olan bu referandumdan güçlü bir 'Evet'in çıkacağına inancım tamdır. Bizler de kampanya süresince vatandaşlarımıza anlatacağız. Vatandaşımızın ferasetinin tarihi bir 'Evet' vereceğine inanıyoruz. 17 Nisan'da daha güçlü ve istikrarlı bir Türkiye, oyunların içinde Türkiye'yi bölmek, parçalamak isteyenlere çok güçlü bir şamarın vurulacağı bir Türkiye olacağına inanıyoruz” dedi.

GERÇEKTEN ÇOK TALİHSİZDİ

Bir gazetecinin Gaziantepspor küme düşüyor? En büyük örneği Bursaspor maçında oldu. Gaziantepspor'a sahip çıkmanızı istiyorum sorusuna cevap veren Gül, “Gaziantepspor'a ve Anadolu takımlarına çok yanlış hakem kararlarının verildiğini görüyoruz. En son ki maçta da bunu gördük. Gerçekten çok talihsizdi. İptal olması gereken bir gol olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla bu tür hakem oyunlarına bir takım imkansızlıklara rağmen futbolcularımız gayret ediyorlar. bizler de elimizden gelen gayreti yapıyoruz. Şimdi çok büyük stadımız yapıldı. Türkiye'nin en büyük ve teknik donanımı iyi olan stadlarımızdan birisi. Orada da iki takımımız oynuyor. Bizler de sponsor ve diğer konularla ilgili elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Umarız son haftalarda daha da iyi sonuçlar olur” dedi.

YÜZDE 50 ARTI BİRİ ALMAK UZLAŞMAK DEMEKTİR

Referandum kampanyalarına çok ciddi bir giriş yaptınız. Ancak MHP tabanı 'Evetçiler' ve 'Hayırcılar' şeklinde ikiye bölünmüş durumda. Kampanyalarınız MHP'nin 'Hayır' tabanını neden ikna edemiyor? sorusuna da cevap veren Gül, “Bu öneri MHP'nin desteğiyle milletimizin önüne gelen bir tekliftir. Türkiye'nin en önemli reformlarından birisidir. Bu 16 Nisan'da güçlü bir 'Evet'in anlamı güçlü bir ekonomi, güçlü bir istikrar ve milletimizin cebine daha fazla paranın gireceği, refahtan pay alacağı bir sisteme geçirecektir. Bunun adıdır. MHP'nin bütün kademeleri ve sayın genel başkanı da 'Evet' için çalışmaktadır. Kampanya yapmaktadırlar. Ben kendi tabanlarımda hayır olacağı yönünde bir bilginin olmadığına inanıyorum. Burada hayır meselesinde tabi ki milletimizin kendi tercihidir ancak şunu söylemek lazım hayır diyenlere bir bakın bu hükümet sistemi ülkeyi böler diyen dağda bulunanların yapmış oldukları mitingde FETÖ militanlarını millete alkışlattığını asla unutmamak lazım. Bu ülkenin üzerinde tankları, F-16’ları yürüten terör örgütü mensuplarını bir mitingde ana muhalefet partisi vatandaşlara alkışlatamaz. Bu terör örgütlerine destek verdiği anlamına gelir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye’yi o kadar bütünleştirecek ki çünkü yüzde 50 artı biri alamıyorsanız hükümeti kuramıyorsunuz. Yüzde 50 artı biri almak uzlaşmak demektir. Yüzde 50 artı biri almak için çalışmak birleşmek demektir. Mutabakat demektir. Toplumun her kesimi ile uzlaşacaksınız öyle bir aday profili ile çıkmak zorundasınız. Yani eski dönemlerde olduğu gibi yüzde 20 oy alan kişi yüzde 80’i yönetemeyecek. En az yüzde 50 artı biri alan bu ülkeyi yönetecek. Bu da ülkenin bütün katmanlarıyla Türküyle, kürtüyle, alevisiyle, sunnisiyle doğusu ile batısıyla uzlaşmak olduğunuz bir sistemin adıdır. Bu sitemin adı Türkiye’nin uzlaşma sistemdir. Dolaysıyla böyle olduğu için bakın hayır kampanyası yapanların temel merkezlerine bakın birisi de Kandil’dir. Biz vatandaşlarımıza bunu söylüyoruz. Bu sistem ülkeyi bütünleştirir eğer bütünleştirmeseydi Türkiye’yi bölmek isteyen Kandil en başta buna karşı çıkardı. Bugün terör örgütleri eğer hayır için Türkiye’de, Almanya’da yurtdışında kampanya yapıp gece gündüz çalışıyorlarsa bu sistemin Türkiye’nin ne kadar hayrına olduğunu açıkça görmek lazım. Dolaysıyla ben milletimizin, vatandaşlarımızın bu mukayeseyi yaparak evet diyeceğini ve sandığa gideceğine inanıyorum. Sayın Kılıçdaroğlu’da umarım 18 maddeyi de okur ve millete saygısı olan bir ana muhalefet partisi lideri ise bu maddeleri okuyup milletin karşısına çıkması lazım. Biz milletimize anlatacağız. Vatandaşlarımıza töhmette bulunmuyoruz ama Almanya devlet kanalı bu sistemin nasıl Türkiye için aleyhe olacağını söylüyorsa ve yalan yanlış bilgilerle aktarıyorsa vatandaşımız bunu en iyi şekilde okuyacaktır. Gaziantep’teki hemşerilerimiz bunu çok iyi görecektir. MHP’nin de bu kampanyada çok aktif bir şekilde çalıştığını görüyoruz. Bu mesele partili, partisiz herkesin evet vereceği bir tekliftir” dedi.

TÜRKİYE DİZ ÇÖKTÜRÜLECEK BİR ÜLKE DEĞİL

Son dönemde Yunanistanla ilişkilere yönelik değerlendirmesi sorulan Gül, “Temel hedef Türkiye’nin bekasını tehdit etmek ama Türkiye öyle parmak sallanacak, Türkiye diz çöktürülecek bir ülke değil. Bunu 15 Temmuz’da dostumuz gördü göğsü kabardı, düşmanımız da ayağını ona göre denk aldı. Dolayısıyla Yunanistan dahil olmak üzere Türkiye bütün komşuları ile iyi ilişki içerisinde olmayı sürdüren, dostlukları arttıran bir politikayı sürdürüyor. Tüm bu çalışmalarda Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda politika izlenmektedir. Milletimiz bundan müsterih olsun” dedi.

BBP'NİN REFERANDUM KARARI

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'nin referandumda "Evet" diyeceklerini açıkladığının hatırlatılması üzerine Gül, “Çok teşekkür ediyoruz. Türkiye'de 16 Nisan'da oylanacak anayasa değişikliği bir partinin değil bütün milletin geleceğini ilgilendiriyor. O yüzden hangi parti olursa olsun, hangi düşüncede olursa olsun bütün milletimizin evet vermesini bekliyoruz. Büyük Birlik Partisi camiasını, bu kararından dolayı tebrik ediyorum” dedi.

LİCE OPERASYONU

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde çok büyük bir operasyon yapıldığını söyleyen Gül, “40 yıldır bu ülkeye bela olan terör sorununu İnşallah kökünden ortadan kaldırmak üzere kararlı bir şekilde duruş sergileniyor. Başta sayın cumhurbaşkanımız, sayın başbakanımız, hükümetimiz, iç işleri bakanımız, güvenlik güçlerimiz olmak üzere gerçekten 40 yıldırı girilmemiş inlere terör örgütlerinin yuvalarına giriliyor. Çok etkin sonuçlar alınıyor. Çok büyük bir güçle askerimiz, polisimiz terörle mücadeleyi sürdürüyor. İnşallah bu meseleyi Lice’de, Nusaybin’de, Mardin’de Türkiye’nin her yerinde bütün unsurlarıyla söküp atacağız. Bunu yaparken terörist ile vatandaşı ayırıyoruz” dedi.

VATANDAŞ İSTİKRARIN YANINDA

16 Nisan referandum anket sonuçları hakkında da konuşan Gül, şunları kaydetti: “Bizim için en büyük anket 16 Nisan’da sandıktan çıkacak sonuçtur. Bizim temel rotamızı millet belirliyor. Biz her zaman anket yapıyoruz. Her gün evetler artıyor ve her gün hayırlar düşüyor çünkü hayırı yapanlar yalan, yanlış bilgiler söylüyorlar. Vatandaş istikrarın yanında. Gaziantep’te de güçlü bir eveti görüyoruz. Sıkmadık el bırakmayacağız. Gece gündüz çalışıp güçlü bir sonuç alacağız” dedi.

 

Kaynak: İHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.