Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#gaziantep

Güncel Gazete - gaziantep haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, gaziantep haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Taşdoğan çalışmalara başladı Haber

Taşdoğan çalışmalara başladı

14 Mayıs’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri için sahaya inen MHP Gaziantep Milletvekili Doç. Dr. Ali Muhittin Taşdoğan, vatandaşlarla bire bir temas halinde olacak. Gaziantep’in çalışkan vekili olarak bilinen Gaziantep Milletvekili Taşdoğan’a Gazianteplilerin ilgisi de gözlerden kaçmıyor. ‘ÇITAYI HER ZAMAN YÜKSELTTİK’ Vatandaşları ve esnafı ziyaret ederek Cumhur İttifakı’nı anlatıp oy isteyen MHP Milletvekili Taşdoğan, 2018 yılında elde edilen sonuçtan daha iyisini hedeflediklerini ifade etti. İl başkanlığı dönemi ve vekilliği süresince çıtayı hep yükseğe taşıyarak çalıştıklarını vurgulayan Taşdoğan, “Cumhur İttifakı, gücünü milletten alan, yol haritası, rotası belli olan bir vatan ittifakıdır. Bizde bu bilinç ile çalışmalarımıza başladık. MHP olarak, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin talimatıyla düzenlenen, Adım Adım 2023, İl İl Anadolu, İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma ve Köyüm Benim programları kapsamında hemşehrilerimiz ile bir araya geldik. Onlarla, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin önemini, Cumhur İttifakını, iç ve dış gelişmeleri paylaşıyoruz. Gittiğimiz her yerde Milliyetçi Hareket Partisi olarak çok güzel tepkilerle karşılaştık. Gaziantep’te de Cumhur İttifakı’na karşı güzel tepkiler alıyoruz. İnşallah, 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerle birlikte Cumhur İttifakı sandıktan açık ara farkla çıkacaktır. Milletin takdiriyle MHP meclis çalışmalarında da en yüksek temsil ile hizmetine devam edecektir. Biz de bu duygu ve düşüncelerle Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin emir ve talimatları doğrultusunda hareket ederek, hedefe ulaşmak için gece gündüz çalışıyoruz” dedi. ‘YAPARSA CUMHUR İTTİFAKI YAPAR’ Çalışmalarını öncelikli olarak deprem bölgelerindeki vatandaşlara yönelik yapacaklarını ifade eden Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan, depremzedelerin yaralarını birlikte saracaklarını ve sıkmadık el, gezmedik alan bırakmayacaklarını söyledi.  Çalışmalarında esnafın ve vatandaşların talep ve sorunlarını dinleyen Taşdoğan, “Deprem bölgesindeki yaraları sarmak üzere yoğun bir çaba içerisindeyiz. Öncelikle burada kalıcı konutların tamamlanması için yapılan çalışmaları yakından takip edeceğiz. Bunun yanı sıra vatandaşlarımızı ve esnafımızı her zaman olduğu gibi yalnız bırakmayacağız. Çünkü yaparsa Cumhur İttifakı yapar. Biz ülkemize ve şehrimize hizmet etmek için buradayız. Özellikle esnafımız ekonominin can damarıdır. Bu konuda da saha çalışmalarımızda onları sık sık ziyaret ederek, MHP olarak sorunlarını ve taleplerini dinleyerek çözüme kavuşturmaya özen ve önem göstermeyi sürdüreceğiz. Bize ulaştırılan sorun ve taleplerin çözülebilirliğine göre anında müdahil olarak gerekli görüşmeleri yapacağız. Böylelikle çözüm noktasındaki hızımızı da sahaya yansıtmaya çalışacağız. Çünkü, Cumhur İttifakı, halkın ve milletin ittifakıdır. Milliyetçi Hareket Partisi bu milletin partisidir. Bizde bu düstur ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Seçimin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını da şimdiden temenni ediyorum” diye konuştu.

“Askeri Hastaneler açılmalıdır!” Haber

“Askeri Hastaneler açılmalıdır!”

Kendisi de kalp damar cerrahı olan Yılmazkaya, bugüne kadar yaptığı binlerce ameliyata rağmen askeri hekimliğin ayrı bir deneyim, tecrübe ve disiplin gerektirdiğinin altını çizdi. “AKP hükûmeti hiçbir neden göstermeden GATA'yı ve diğer 32 askerî hastanenin yapısını tümüyle değiştirerek sivil hastane hâline getirmiş. Bu atılan yanlış adım ordumuz ve Mehmetçiğimiz için hayati öneme sahip olan askerî hastanelerimizi ve askerî doktorlarımızı baypas etmiştir, ordu sağlık sistemi maalesef bozulmuştur” diyen Yılmazkaya TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; “Gülhane askerî hastaneleri olmak üzere tüm askerî hastanelerimizin OHAL KHK'leriyle Sağlık Bilimleri Üniversitesi aracılığıyla Sağlık Bakanlığına bağlanması sonucunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin sağlık hizmeti ve askerî ihtiyaçlarının ne ölçüde karşılandığının tespit edilmesini ve ilgili hastanelerin askerî personele nitelikli hizmeti ne oranda verebildiğinin ve yaralı askerî personelimize öncelik tanınıp tanınmadığının araştırılmasını, GATA ve hastanelerin yeniden açılmasına ihtiyaç olup olmadığının araştırılmasını ülkemiz açısından grup olarak çok önemsiyoruz ve bu araştırma önergesini verdik. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülke, hiçbir devlet ordusunu askerî doktorundan ve askerî hastanesinden mahrum bırakmamıştır. Tebrik ediyorum, Hükûmet olarak bunu da başardınız. 15 Temmuz FETÖ/PDY darbe sürecinden yararlanarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin en nitelikli kurumlarının içini boşaltmaya çalışan iktidarın bu uygulamasından en büyük darbeyi Gülhane Askerî Tıp Akademisi almıştır. AKP hükûmeti hiçbir neden göstermeden GATA'yı ve diğer 32 askerî hastanenin yapısını tümüyle değiştirerek sivil hastane hâline getirmiş. Bu atılan yanlış adım ordumuz ve Mehmetçiğimiz için hayati öneme sahip olan askerî hastanelerimizi ve askerî doktorlarımızı baypas etmiştir, ordu sağlık sistemi maalesef bozulmuştur. Sadece askerî personelin tedavi süreçlerinin haricinde bu kapatma olayı yüz yılı aşkın sürede askerî hekimliğimizin kazandığı savaş cerrahisi deneyimini de ortadan kaldırmıştır. Bu alandaki birçok deneyimli tabip ve sağlık personeli görevden ayrılmış veya mesleki tecrübesinden yararlanılamayacak alanlara kaydırılmıştır. Özellikle savaş cerrahisi uzmanlığındaki doktor sayısında büyük bir oranda azalma meydana gelmiş ve savaş cerrahisinde doktor sayısı en son 347'ye kadar düşmüştür. Savaş cerrahisi çok özel bir konudur” dedi. HEM ASKERİ DOKTORA HEM DE SİVİL DOKTORA HAKSIZLIK YAPILMAKTA! Yılmazkaya, “Ülkemizin ve dünyanın pek çok yerinde kahramanca görev yapan Mehmetçiğimizin yaralanması, acil ameliyat gereksinimi, hayati tehlikeler ve olası bir savaş hâli mutlaka tecrübeli tıp bilgisinin yanında askerlik bilgisi de gerektirmektedir. Dünyanın bütün gelişmiş ordularında silahlı kuvvetlerin kendi sağlık hizmetleri ve buna bağlı uzmanlık alanları mevcuttur. Kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer tehditlere karşı savunma, hava, uzay, su altı hekimliği, harp cerrahisi gibi çok özel uzmanlık gerektiren alanlar sivil tıp fakültelerinde eğitime tabi değildir. Askerî doktor ile sivil doktorun yetiştirilmesi ve saha tecrübeleri çok ayrıdır. Askerî doktor ve sağlık personeli düzenli olarak terörle mücadele başta olmak üzere harp tıbbı üzerine eğitim almakta ve bunların tatbikatlarına katılmakta, sahada bilfiil bulunmaktadır. Askerî doktorun görevini sivil doktora yaptırabileceğini sananlar büyük bir yanılgı içindedir. Askerî doktorluk hele de savaş cerrahisi çok ayrıcalıklı bir meslektir. Sivil doktorların sahip olduğu tesisat, örgütlenme, eğitimle askerî doktorların sahip oldukları birbirinden çok farklıdır. Sivil doktorları ve personelini bugün askerimizin yaşamakta olduğu çatışma alanlarına, cepheye gönderemezsiniz; gönderseniz bile askerî doktordan aldığınız verimi sivil bir doktordan alamazsınız. Bunun aksine, askerî doktor sadece klasik tıp eğitimi alan bir insan değildir; eğitimin yanı sıra savaş koşullarındaki tıp eğitimi, askerî psikoloji, savaş psikolojisi ve askerî yönetim konularında da eğitim alarak donanımlı bir hâle gelmiştir. Cephede ağır yaralanan askerler için dakikaların bile ne kadar önemli olduğu düşünüldüğünde yaralıya kimin, nasıl ve hangi koşullarda müdahale edileceğini, hasta naklinin nasıl yapılacağını, yolda olabilecek sıkıntılarda neler yaşanabileceğini askerî doktor ve personel en iyi bilir. Askerî doktorlar çatışma ya da savaş koşullarında gerektiğinde silah kullanma ya da başka bir komutanın yerine birlikleri komuta etme yeteneğine de sahiptirler. Son dönemlerde sınır dışına yapılan operasyonlarda birçok şehidimiz olmakta; bu askerlerimize tecrübeli askerî cerrahi doktorlarımızca müdahale edilmiş olsaydı, belki şehit sayımız daha az olurdu. Çatışma alanından gelmiş, ağır yaralanmış, yanmış, uzuv kaybı olmuş, ağır şekildeki Mehmetçik'imize normal uzman hekimlerimiz, yeni mezun olmuş, uzmanlığını yeni eline almış sınırdaki illere mecburi hizmete giden doktorlarımızın gerekli müdahaleyi tam yapamayacağı aşikârdır” dedi. YILMAZKAYA, ASKERİ DOKTOR OLSAYDI BELKİ İDLİB’DE DAHA AZ ŞEHİT VEREBİLİRDİK! Yılmazkaya, “Ben kendi yaşadığım bir anımı anlatayım; Kısa dönem Diyarbakır'da askerî hastanede doktorluk yaptım. Türkiye'nin en iyi kalp cerrahi merkezinde binlerce kalp ameliyatı görerek, müdahale ederek yetişmiş bir kalp cerrahıyım. Bir gün dediler ki: "Doldurboşalttan yaralı askerlerimiz geliyor." Bizi acile topladılar, ben ve diğer yeni mezun arkadaşlarımızla hepimiz oradaydık. İçeri bir girdi bu yaralı askerlerimiz -el bombası patlamış doldurboşaltta- o kadar deneyimli insanlar olarak nutkumuz tutuldu ve durduk. Ben dâhil bütün arkadaşlarım durduk ve gördük ki askerî eğitim almış personel ve askerî anestezi doktorları, genel cerrahlar anında, tık tık tık müdahale ettiler ve bizden daha çok o askerlerimizin hayatını kurtardılar. Bakın, bu konu çok önemi. Dünyanın hiçbir yerinde ordusu hastanesinden, askerî doktorundan bağımsız değildir. Bir şekilde FETÖ/PDY'yi bahane ederek bu askerî hastaneleri kapattınız ama yanlışın neresinden dönersek kârdır. Biz, bu araştırma önergesini verdik, bu araştırma önergemize lütfen destek çıkın. Bakın, bu askerî hastanelerimiz açılmadığı sürece bu şehitlerimizin belki bir kısmının kurtulma ihtimalini de ortadan kaldırmış oluyorsunuz. İdlib'de 33 askerimiz şehit geldi. Belki orada deneyimli cerrahlar, doktorlar olsa anında ufak müdahalelerle kurtulabileceklerdi. Bu konu çok önemli diyorum ve araştırma önergemizi desteklemenizi bekliyorum” ifadelerini kullandı.

18 yıl sonra gelen mucize üçüzler Haber

18 yıl sonra gelen mucize üçüzler

Gaziantep’te, 18 yıldır bebek özlemi çeken ve gördükleri tüp bebek tedavisi ile üçüz bebek sahip olan çift, bebeklerini kucaklarına almanın mutluluğunu yaşadı. Erken doğan üçüzler, ANKA Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde gördükleri tedavinin ardından sağlıklı bir şekilde taburcu oldu.   Gaziantepli 43 yaşındaki Zeynep Sucu ile 47 yaşındaki Hüseyin Sucu çifti 18 yıldır çocuk sahibi olmak için birçok yerde tedavi gördü. Çift, en son gördükleri tedavinin ardından doğum için Gaziantep Özel ANKA Hastanesi’ne başvurdu. Hastanede gerçekleştirilen doğumun ardından erken doğdukları için sağlık problemleri bulunan bebekler, Prof. Dr. Ercan Sivaslı koordinatörlüğündeki Yenidoğan Yoğun Bakım  Ünitesi’nde gördükleri 3 aylık tedavinin ardından sağlıklı bir şekilde taburcu edildi. 18 yıl sonra bebeklerini kucağına alan çift büyük bir mutluluk yaşadı. 2 kız ve bir erkek bebek olmak üzere 3 çocuk sahibi olan çift, çocuklarına Ayça, Ayda ve Arda adını verdi.  Yeni doğan bebeklerin ciddi sağlık problemleriyle ilgili büyük bir mücadele verdiklerini belirten ANKA Hastanesi Yeni Doğan yoğun bakım Uzmanı Prof. Dr. Ercan Sivaslı, “18 yıl sonra bir gebelik oluyor. Tabi bu gebelik üçüz bebek bulunduğu için çok riskliydi. Erken doğum riski vardı. O nedenle biz doğumdan önce hazırlıklarımızı yaptık. Bebekler düşündüğümüz gibi erken doğdu. Bebekler doğduktan sonra hayati problemleri vardı. 3 bebeği hayata bağlamak için ekibimle birlikte 85 gün büyük mücadele verdik. Bebekler bu süre içerisinde hep küvezde kaldı. Organlarda sıkıntı vardı.Yoğun ilaç tedavisi uyguladık. Son 4 gündür anne ile uyum için odada tuttuk. Bugün bebeklerimizi  taburcu etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bebeklerimizin 2 yaşına kadar yoğun bir takip süreçleri olacak” dedi. BİZ, BİR BEKLERKEN ALLAH BİZE 3’ÜZ NASİP ETTİ Yıllardır bir çocuk beklerken Allah’ın kendilerine 3’üz verdiğini ifade eden Baba Hüseyin Sucu, “18 yıl çocuk hasreti çektik. Sağ olsun hocalarımız sayesinde bu hasretimiz sona erdi.  Çok mutluyuz. Biz, bir beklerken Allah bize 3’üz nasip etti” dedi Zeynep Sucu, “18 yıl çocuk hasreti çektik. Değişik merkezlerde farklı yerlerde 7 defa tüp bebek denemesi yaptım. Rabbime şükürler olsun, sonunda bize 3 tane bebeği nasip etti. Çok mutluyuz. Çocuklarımız erken doğdukları için çok zor bir dönem yaşadık.Bu süreçte bizden desteğini esirgemeyen Ercan hocama, ANKA Hastanesi’ne çok teşekkür ederiz. Bebeklerimizin İsimlerini Ayça, Ayda ve Arda koyduk. Umarım sağlıkla büyürler."diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.