“Askeri Hastaneler açılmalıdır!”
Kendisi de kalp damar cerrahı olan Yılmazkaya, bugüne kadar yaptığı binlerce ameliyata rağmen askeri hekimliğin ayrı bir deneyim, tecrübe ve disiplin gerektirdiğinin altını çizdi.
“AKP hükûmeti hiçbir neden göstermeden GATA'yı ve diğer 32 askerî hastanenin yapısını tümüyle değiştirerek sivil hastane hâline getirmiş. Bu atılan yanlış adım ordumuz ve Mehmetçiğimiz için hayati öneme sahip olan askerî hastanelerimizi ve askerî doktorlarımızı baypas etmiştir, ordu sağlık sistemi maalesef bozulmuştur” diyen Yılmazkaya TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi;
“Gülhane askerî hastaneleri olmak üzere tüm askerî hastanelerimizin OHAL KHK'leriyle Sağlık Bilimleri Üniversitesi aracılığıyla Sağlık Bakanlığına bağlanması sonucunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin sağlık hizmeti ve askerî ihtiyaçlarının ne ölçüde karşılandığının tespit edilmesini ve ilgili hastanelerin askerî personele nitelikli hizmeti ne oranda verebildiğinin ve yaralı askerî personelimize öncelik tanınıp tanınmadığının araştırılmasını, GATA ve hastanelerin yeniden açılmasına ihtiyaç olup olmadığının araştırılmasını ülkemiz açısından grup olarak çok önemsiyoruz ve bu araştırma önergesini verdik. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülke, hiçbir devlet ordusunu askerî doktorundan ve askerî hastanesinden mahrum bırakmamıştır. Tebrik ediyorum, Hükûmet olarak bunu da başardınız.
15 Temmuz FETÖ/PDY darbe sürecinden yararlanarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin en nitelikli kurumlarının içini boşaltmaya çalışan iktidarın bu uygulamasından en büyük darbeyi Gülhane Askerî Tıp Akademisi almıştır.
AKP hükûmeti hiçbir neden göstermeden GATA'yı ve diğer 32 askerî hastanenin yapısını tümüyle değiştirerek sivil hastane hâline getirmiş. Bu atılan yanlış adım ordumuz ve Mehmetçiğimiz için hayati öneme sahip olan askerî hastanelerimizi ve askerî doktorlarımızı baypas etmiştir, ordu sağlık sistemi maalesef bozulmuştur.
Sadece askerî personelin tedavi süreçlerinin haricinde bu kapatma olayı yüz yılı aşkın sürede askerî hekimliğimizin kazandığı savaş cerrahisi deneyimini de ortadan kaldırmıştır. Bu alandaki birçok deneyimli tabip ve sağlık personeli görevden ayrılmış veya mesleki tecrübesinden yararlanılamayacak alanlara kaydırılmıştır. Özellikle savaş cerrahisi uzmanlığındaki doktor sayısında büyük bir oranda azalma meydana gelmiş ve savaş cerrahisinde doktor sayısı en son 347'ye kadar düşmüştür. Savaş cerrahisi çok özel bir konudur” dedi.
HEM ASKERİ DOKTORA HEM DE SİVİL DOKTORA HAKSIZLIK YAPILMAKTA!
Yılmazkaya, “Ülkemizin ve dünyanın pek çok yerinde kahramanca görev yapan Mehmetçiğimizin yaralanması, acil ameliyat gereksinimi, hayati tehlikeler ve olası bir savaş hâli mutlaka tecrübeli tıp bilgisinin yanında askerlik bilgisi de gerektirmektedir. Dünyanın bütün gelişmiş ordularında silahlı kuvvetlerin kendi sağlık hizmetleri ve buna bağlı uzmanlık alanları mevcuttur. Kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer tehditlere karşı savunma, hava, uzay, su altı hekimliği, harp cerrahisi gibi çok özel uzmanlık gerektiren alanlar sivil tıp fakültelerinde eğitime tabi değildir.
Askerî doktor ile sivil doktorun yetiştirilmesi ve saha tecrübeleri çok ayrıdır. Askerî doktor ve sağlık personeli düzenli olarak terörle mücadele başta olmak üzere harp tıbbı üzerine eğitim almakta ve bunların tatbikatlarına katılmakta, sahada bilfiil bulunmaktadır. Askerî doktorun görevini sivil doktora yaptırabileceğini sananlar büyük bir yanılgı içindedir. Askerî doktorluk hele de savaş cerrahisi çok ayrıcalıklı bir meslektir. Sivil doktorların sahip olduğu tesisat, örgütlenme, eğitimle askerî doktorların sahip oldukları birbirinden çok farklıdır. Sivil doktorları ve personelini bugün askerimizin yaşamakta olduğu çatışma alanlarına, cepheye gönderemezsiniz; gönderseniz bile askerî doktordan aldığınız verimi sivil bir doktordan alamazsınız. Bunun aksine, askerî doktor sadece klasik tıp eğitimi alan bir insan değildir; eğitimin yanı sıra savaş koşullarındaki tıp eğitimi, askerî psikoloji, savaş psikolojisi ve askerî yönetim konularında da eğitim alarak donanımlı bir hâle gelmiştir. Cephede ağır yaralanan askerler için dakikaların bile ne kadar önemli olduğu düşünüldüğünde yaralıya kimin, nasıl ve hangi koşullarda müdahale edileceğini, hasta naklinin nasıl yapılacağını, yolda olabilecek sıkıntılarda neler yaşanabileceğini askerî doktor ve personel en iyi bilir. Askerî doktorlar çatışma ya da savaş koşullarında gerektiğinde silah kullanma ya da başka bir komutanın yerine birlikleri komuta etme yeteneğine de sahiptirler. Son dönemlerde sınır dışına yapılan operasyonlarda birçok şehidimiz olmakta; bu askerlerimize tecrübeli askerî cerrahi doktorlarımızca müdahale edilmiş olsaydı, belki şehit sayımız daha az olurdu. Çatışma alanından gelmiş, ağır yaralanmış, yanmış, uzuv kaybı olmuş, ağır şekildeki Mehmetçik'imize normal uzman hekimlerimiz, yeni mezun olmuş, uzmanlığını yeni eline almış sınırdaki illere mecburi hizmete giden doktorlarımızın gerekli müdahaleyi tam yapamayacağı aşikârdır” dedi.
YILMAZKAYA, ASKERİ DOKTOR OLSAYDI BELKİ İDLİB’DE DAHA AZ ŞEHİT VEREBİLİRDİK!
Yılmazkaya, “Ben kendi yaşadığım bir anımı anlatayım; Kısa dönem Diyarbakır'da askerî hastanede doktorluk yaptım. Türkiye'nin en iyi kalp cerrahi merkezinde binlerce kalp ameliyatı görerek, müdahale ederek yetişmiş bir kalp cerrahıyım. Bir gün dediler ki: "Doldurboşalttan yaralı askerlerimiz geliyor." Bizi acile topladılar, ben ve diğer yeni mezun arkadaşlarımızla hepimiz oradaydık. İçeri bir girdi bu yaralı askerlerimiz -el bombası patlamış doldurboşaltta- o kadar deneyimli insanlar olarak nutkumuz tutuldu ve durduk.
Ben dâhil bütün arkadaşlarım durduk ve gördük ki askerî eğitim almış personel ve askerî anestezi doktorları, genel cerrahlar anında, tık tık tık müdahale ettiler ve bizden daha çok o askerlerimizin hayatını kurtardılar. Bakın, bu konu çok önemi. Dünyanın hiçbir yerinde ordusu hastanesinden, askerî doktorundan bağımsız değildir. Bir şekilde FETÖ/PDY'yi bahane ederek bu askerî hastaneleri kapattınız ama yanlışın neresinden dönersek kârdır. Biz, bu araştırma önergesini verdik, bu araştırma önergemize lütfen destek çıkın. Bakın, bu askerî hastanelerimiz açılmadığı sürece bu şehitlerimizin belki bir kısmının kurtulma ihtimalini de ortadan kaldırmış oluyorsunuz. İdlib'de 33 askerimiz şehit geldi. Belki orada deneyimli cerrahlar, doktorlar olsa anında ufak müdahalelerle kurtulabileceklerdi. Bu konu çok önemli diyorum ve araştırma önergemizi desteklemenizi bekliyorum” ifadelerini kullandı.