Sabah, sabah haberlere bakılacağı yok. Memlekette ölçü ve ayarın dozu iyice kaçmış. Eskiden siyasilerde nezaket, üslup vardı. Şimdi üste çıkmak için her şey mübah. Siyaset imar etmiyor viran ediyor. Biz hep düzelir böyle gitmez diye bekliyoruz ama insanın yaşı eskidikçe umudu da eksiliyor maalesef. Liderlerin birbirine yönelttikleri laflar laf değil hakaret. Bu siyaset anlayışı, bu siyaset dili nezaket sınırlarını aştığı sürece ülkede hiçbir şey değişmez ve siyasetin bizatihi kendisi problem haline gelir. Memlekette geçim sorunu, işsizlik, fırsatçılık, siyasilerde üslup, saygı ve sevgi sorunu var. Havalar soğurken vicdanlar soğumasın, solmasın!
PARTİ İÇİ GRUPÇULUK VE ADAYLIK
Partilerin merkezlerinde olduğu kadar il ve ilçe teşkilatlarında da sorunlardan bir tanesi parti içi grupçuluk. Hatta il ve ilçelerde daha fazla. Herkes kendini öne çıkarma çabasında. Çünkü bakıyorsun il başkanı ayrı geziyor, ilçe başkanı ayrı geziyor gönlünde milletvekilliği adaylığı geçirenler ayrı geziyor, görüntü veriyor. Memlekette kişisel siyaset, genel siyasete yansıdığından ve menfaate dayalı yapıldığından siyaset kirlenmekten, zan altında kalmaktan, kayırmacılıktan kurtulamıyor. Bir bakıyorsun fal yok yumurta yok falan milletvekili adayı diye ortaya çıkıyor. Hakkıdır olabilir ama önce parti teşkilatı o adayı benimsemişmidir. Böyle adayım diyenler önce kendini sorgulamalıdır, ben milletvekili olabilir miyim? Özelliklerim yeterli midir? Bu işi başaracak yapıya ve uygulamaya sahip miyim? Ben kentin geleceğini taşıyabilirmiyim. Ben böyle bir potansiyele sahip miyim? Tarafsız, yansız, çıkarsız kentime ne katabilirim? Ne kadar üretkenim? Ne başarılarım var, daha önce neler yaptım diye önce kendini sorgulamalıdır Vatandaş yozlaşmış siyasetten, siyasetçiden, yanlışlardan çifte standart uygulamalardan, memlekette malum şahısların ziyaret paylaşımlarından ve her şeye mazeret üreten, şahsi ikbal için birbirini suçlayanlardan bıktı. Siyasette herkes "hayalince" vardır. Kimileri mal-mülk-kimisi makam hayal eder ama emek sarf eder Haybeden ben şunu olayım, bunu olayım demekle olmaz. Lafla peynir gemisi yürümez.
SOKAK KÖPEKLERİ MESELESİ
Bir rivayete göre Belediyeler sanki transfer yapar gibi köpekleri toplayıp diğer belediyenin sınırına atıyorlarmış. Bahane ise bu kadar hayvanı alacak barınak ve bakım imkanı yokmuş. Belediyelerden çözmek, isteyen çözer. Yüreğinde sevgi merhamet kalmayan dünyanın sadece kendisi için döndüğünü düşünen insanlar haline geldik. Kısırlaştırma yaparak bu hayvanlar için yaşanabilir yaşam alanı kurmalı belediyeler. Allah bu sessiz kullarını insanoğlunun zalimine karşı korusun
VATANDAŞTA KIZILCIK ŞERBETİ İÇİYOR
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in gazetecilerle toplantısında "Ben insanım, ben yorgunum, benim canım çıktı. Yıllardır mücadele veriyorum. Makina olsa patlar, bilgisayar olsa patlar." "Kan kusup, kızılcık şerbeti içtim. "dedi. Ve Tahmazoğlunu kastetti. Vatandaşta Fatma Şahin'in dediği yerde sıkıntılardan kızılcık şerbeti içiyor
HERŞEYE ALIŞIYORUZ
Ne demiş Yaşar Kemal
"Alışır, alışırsın. Bu dünyada başka türlü yaşamasının hiçbir çaresi yok..."
Aslında zaman iyileştirmiyor, hiç bir şey düzelmiyor ama alışıyoruz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Veysel KARAYILAN
SİYASET, NEZAKET, KIZILCIK ŞERBETİ VE ALIŞKANLIK
Sabah, sabah haberlere bakılacağı yok. Memlekette ölçü ve ayarın dozu iyice kaçmış. Eskiden siyasilerde nezaket, üslup vardı. Şimdi üste çıkmak için her şey mübah. Siyaset imar etmiyor viran ediyor. Biz hep düzelir böyle gitmez diye bekliyoruz ama insanın yaşı eskidikçe umudu da eksiliyor maalesef. Liderlerin birbirine yönelttikleri laflar laf değil hakaret. Bu siyaset anlayışı, bu siyaset dili nezaket sınırlarını aştığı sürece ülkede hiçbir şey değişmez ve siyasetin bizatihi kendisi problem haline gelir. Memlekette geçim sorunu, işsizlik, fırsatçılık, siyasilerde üslup, saygı ve sevgi sorunu var. Havalar soğurken vicdanlar soğumasın, solmasın!
PARTİ İÇİ GRUPÇULUK VE ADAYLIK
Partilerin merkezlerinde olduğu kadar il ve ilçe teşkilatlarında da sorunlardan bir tanesi parti içi grupçuluk. Hatta il ve ilçelerde daha fazla. Herkes kendini öne çıkarma çabasında. Çünkü bakıyorsun il başkanı ayrı geziyor, ilçe başkanı ayrı geziyor gönlünde milletvekilliği adaylığı geçirenler ayrı geziyor, görüntü veriyor. Memlekette kişisel siyaset, genel siyasete yansıdığından ve menfaate dayalı yapıldığından siyaset kirlenmekten, zan altında kalmaktan, kayırmacılıktan kurtulamıyor. Bir bakıyorsun fal yok yumurta yok falan milletvekili adayı diye ortaya çıkıyor. Hakkıdır olabilir ama önce parti teşkilatı o adayı benimsemişmidir. Böyle adayım diyenler önce kendini sorgulamalıdır, ben milletvekili olabilir miyim? Özelliklerim yeterli midir? Bu işi başaracak yapıya ve uygulamaya sahip miyim? Ben kentin geleceğini taşıyabilirmiyim. Ben böyle bir potansiyele sahip miyim? Tarafsız, yansız, çıkarsız kentime ne katabilirim? Ne kadar üretkenim? Ne başarılarım var, daha önce neler yaptım diye önce kendini sorgulamalıdır Vatandaş yozlaşmış siyasetten, siyasetçiden, yanlışlardan çifte standart uygulamalardan, memlekette malum şahısların ziyaret paylaşımlarından ve her şeye mazeret üreten, şahsi ikbal için birbirini suçlayanlardan bıktı. Siyasette herkes "hayalince" vardır. Kimileri mal-mülk-kimisi makam hayal eder ama emek sarf eder Haybeden ben şunu olayım, bunu olayım demekle olmaz. Lafla peynir gemisi yürümez.
SOKAK KÖPEKLERİ MESELESİ
Bir rivayete göre Belediyeler sanki transfer yapar gibi köpekleri toplayıp diğer belediyenin sınırına atıyorlarmış. Bahane ise bu kadar hayvanı alacak barınak ve bakım imkanı yokmuş. Belediyelerden çözmek, isteyen çözer. Yüreğinde sevgi merhamet kalmayan dünyanın sadece kendisi için döndüğünü düşünen insanlar haline geldik. Kısırlaştırma yaparak bu hayvanlar için yaşanabilir yaşam alanı kurmalı belediyeler. Allah bu sessiz kullarını insanoğlunun zalimine karşı korusun
VATANDAŞTA KIZILCIK ŞERBETİ İÇİYOR
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in gazetecilerle toplantısında "Ben insanım, ben yorgunum, benim canım çıktı. Yıllardır mücadele veriyorum. Makina olsa patlar, bilgisayar olsa patlar." "Kan kusup, kızılcık şerbeti içtim. "dedi. Ve Tahmazoğlunu kastetti. Vatandaşta Fatma Şahin'in dediği yerde sıkıntılardan kızılcık şerbeti içiyor
HERŞEYE ALIŞIYORUZ
Ne demiş Yaşar Kemal
"Alışır, alışırsın. Bu dünyada başka türlü yaşamasının hiçbir çaresi yok..."
Aslında zaman iyileştirmiyor, hiç bir şey düzelmiyor ama alışıyoruz.