Yurdun dört bir yanında ciğerlerimiz yanıyor. Vatandaşlar evlerini, emeklerini geride bırakıp bölgeyi terk ediyor. Emekler, umutlar, birikimler, nefesler ormanda yaşayan canlılar yanıyor. Bu yangınları başlatanlar yeşile, doğaya, cana kasteden, yangına vesile olan bu acıyı yaşatanlara diyecek söz bulamıyorum. Allah onlara en büyük acıları yaşatsın.

Ama Türkiye'de kural değişmez herşey iş işten geçtikten sonra gündeme gelir ve sonrada unutulur. Deprem olunca evlerin sağlamlığı, Yangın olunca uçaklar, itfaiyeler hatırlanır. Hiç bir olaydan ders çıkarıp ileriye dönük bir önlem alınmaz hep ayni tablo. Hiçbir pişmanlık, iş işten geçtikten sonra duyulan pişmanlık kadar acı değildir.

Ülkedeki her acının ya da olumsuzluğun altında kesinlikle eğitimsizlik vardır. Eğitim ve sağlık çoğunlukla parayla satılan bir temel hak oldu. Açıklanan üniversite sınav sonuçları eğitimsizliğin en bariz örneklerinden. Tarihde ilk kez bu kadar fazla öğrenci YKS de barajın altında kaldı. Kültür beşiği olan memleketimde alışveriş merkezlerinin sayısı kültürel mecraların sayısını geçmiş durumda. Bizde nedense her şey ticari kaygıyla yapılmış. Her alanda, Eğitim şart sözü boşuna söylenmiyor. Bizde Eğitim dipte.

FİDAN KAMPANYASI

Fidan kampanyası başladı. İş bize düştü; Dışişleri bakanı; Hesap açıldı Millet cömerttir. Diyanet; Türkiye iyilikle yeşerecek! Kızılay; 10 TL destek ol yangını birlikte söndürelim. Tema vakfı; Umutları yeniden yeşerteceğiz. Bütün insanlar fidan bağışı diyor ama fidan dikilebilmesi için en az 6 ay geçmeli önce yangınların sönmesi, oradaki sağ kalan yerinden yurdundan olan insan ve hayvanlar için birşeyler yapılmalı önce yaralar sarılmalı.

MEMLEKETİMDE SİYASET

Egoları tatmin etmek, siyaseti bireyselleştirmek. Kendi çıkar gruplarını oluşturmak, farklılık yaratamamak, sadece düğün ve cenazelere gitmek gibi fillerden oluşan siyasete taşra siyaseti denir. Halkın siyasetçiden temel beklentisi tektir: Hizmet! Siyaset ise halkın gerçek ve acil sorunlarına kalıcı çözümler bulma arayışı ve ses yükseltmesidir. Yerel siyasetçilerin sessizliği, yerelde siyaset olmadığıdır. Yerelde siyaset; bayramlaşma, cenaze ve düğünlere katılmaya çalışmaktan ibarettir Esas olan kentin, sosyal, ekonomik, kültürel, sorunlarına çözüm üretmek ve gündemde tutmaktır.

SİYASİ ZİYARETLER

Bir çok partinin il ve ilçe başkanlarının isimlerini vatandaş pek bilmez. Arada sırada ilçeye gelen milletvekilleri, il başkanları bir iki oda ve belediyeden başka yere gitmediği için vatandaş onlarıda pek tanımaz. Birçok parti il başkanı ve milletvekilleri  kendilerini seçim zamanlarının dışında halkın içine görmezler. Yılda bir defa, bir de seçim zamanı göstermelik bir caddede boy gösterip, sadece rutin yerleri ziyaret edip gittikleri için onları belediye ve bir iki oda başkanından başka kimse tanımaz. Her halde onlarında işine böyle geliyordur.

ESKİYE RAĞBET OLSAYDI

Siyaset; yeni isimler, yeni vizyonlar, yeni yüzlerle beslenirse başarı yakalanır. Emekli olmuş köşesine çekilip gençlerin önünü açacağına hala gözü adaylıkta vs olan eski siyasetçi ve bürokratlar yine görüntü vermeye başladı. Genel olarak bizim memlekette siyasete bakarsak Horoz  ölür gözü çöplükte kalır Memleket adına bir gram hayrı olmayan, denenmiş  kişilerden memlekete ve ülkeye hayır gelmez. Siyasette “denenip de, memleketine bir faydası olmamış bir biriyle”, “denenmemiş ama başarılı olma iddiası ve heyecanı ile ortaya çıkan kişiler arasında” fark vardır. İstisnalar kaideyi bozmaz ama, Eskiye rağbet olsaydı. Bit pazarına nur yağardı.