Bazı anlar ve bazı insanlar ne kadar az ve ne kadar çoktur aslında ve bazısı derin izler bırakabilir yaşamınızda.. Kimisi bir enkaz kadar sarsıcı olabilir, kimisi yeni bir hayata başlama fırsatı sunabilir. Hangisi daha önemli diye düşünüyorum bazen, sonra her ikisi de önemliydi -ki bir sebep başka bir sonucu doğuruyor ve her sonuç yeni bir anlam kazanıyordu.. Bazen bir söz, bir davranış, bir his, olumlu ya da olumsuz yeni bir boyut kazandırabiliyor hayatınıza.
Kimi insan görünür odaklıdır ; olanı o an ne görüyorsa öyle algılar, öyle dinler, öyle kabul eder, kimisi de görünenden öteyi düşünüp hissettiklerine odaklıdır.. Yani biraz kafasının içinde yaşar dünyayı.. Ben 2.gruptayim..Pek tabii yorucu olabiliyor bu durum. Sonuçta sezgi gücü avantaj sağlarken, varsayımcı bir yaklaşımın ucunu kaçırdığında nadiren de olsa hayal kırıklığı gibi dezavantajı da olabiliyor. Yine de hislerim en büyük pusulam olmuştur. Hani bazen böyle her şey çok iyi gibi görünür ama tanımlayamadığımız bir şey bizi rahatsız eder yada bir çok olumsuz gibi görünen şey vardır ama içindeki bir his “bu doğru, samimî, inan ve yola devam et “der .Her insanın, ortamın, durumun enerjisel bir boyutu ve hissel bir karşılığı vardır ya , işte öyle bir şey.. Bir zamanlar şöyle bir söz okumuştum; “Her gördüğün gerçek olsaydı eline aldığın deniz suyu mavi olurdu..” Doğru-yanlış, iyi-kötü yok burada. Sadece algı ve yargı kalıplarımız ile bakıyoruz dünyaya..
Şimdi Şunları düşünmenizi istiyorum ; sonu pek iyi bitmeyen ve hemen öncesinde yaşadığınız en güzel anlardan birini düşünün, bu şey sizin hayatınıza ne kattı ve neleri eksiltti ? Bu şey hiç olmamış olsaydı ne olurdu ? Bu durum her ne ise, size göre iyi-kötü neleri fark ettiniz ya da neleri fark etmez yanından geçer giderdiniz ? Ve kim bilir, kaç zaman sonra bir başka dönemeçte daha geç fark ederdiniz ?
Eski bir şaman öğretisi şöyle der ; “ Bu neden hep benim başıma geliyor diyorsan.. Ders, Sen öğrenene kadar devam eder.. “
Öğretileri bilinçlice anlıyor ,fark ediyor muyuz ? Yoksa bir başka sarsıntıyı daha mı bekliyoruz ?
Kim bilir, alıştığımız acının kolay bahaneleri ardına sığınmak yerine yüklerimizden arınabilsek, vazgeçmeyi göze alabilsek, korkusuzca geleceğin belirsizliğini kucaklayabilsek sevgiyle, işte o zaman bu yolculukta bize sunulan fırsat ve hediyeleri görme şansımız olabilir belki de..
Nâzım ne güzel demiş ; “An-La-M-ak Sevgilim ,o bir müthiş bahtiyarlık, Anlamak gideni ve gelmekte olanı..”
O halde hep birlikte , yaşadığımız her anı daha değerli bir anıya dönüştürebilmek ve fark edebilmek ümidiyle.. Sevgi ve ışıkla kalın..
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Güldeniz Turaç Öz
ANLAMAK
Bazı anlar ve bazı insanlar ne kadar az ve ne kadar çoktur aslında ve bazısı derin izler bırakabilir yaşamınızda.. Kimisi bir enkaz kadar sarsıcı olabilir, kimisi yeni bir hayata başlama fırsatı sunabilir. Hangisi daha önemli diye düşünüyorum bazen, sonra her ikisi de önemliydi -ki bir sebep başka bir sonucu doğuruyor ve her sonuç yeni bir anlam kazanıyordu.. Bazen bir söz, bir davranış, bir his, olumlu ya da olumsuz yeni bir boyut kazandırabiliyor hayatınıza.
Kimi insan görünür odaklıdır ; olanı o an ne görüyorsa öyle algılar, öyle dinler, öyle kabul eder, kimisi de görünenden öteyi düşünüp hissettiklerine odaklıdır.. Yani biraz kafasının içinde yaşar dünyayı.. Ben 2.gruptayim..Pek tabii yorucu olabiliyor bu durum. Sonuçta sezgi gücü avantaj sağlarken, varsayımcı bir yaklaşımın ucunu kaçırdığında nadiren de olsa hayal kırıklığı gibi dezavantajı da olabiliyor. Yine de hislerim en büyük pusulam olmuştur. Hani bazen böyle her şey çok iyi gibi görünür ama tanımlayamadığımız bir şey bizi rahatsız eder yada bir çok olumsuz gibi görünen şey vardır ama içindeki bir his “bu doğru, samimî, inan ve yola devam et “der .Her insanın, ortamın, durumun enerjisel bir boyutu ve hissel bir karşılığı vardır ya , işte öyle bir şey.. Bir zamanlar şöyle bir söz okumuştum; “Her gördüğün gerçek olsaydı eline aldığın deniz suyu mavi olurdu..” Doğru-yanlış, iyi-kötü yok burada. Sadece algı ve yargı kalıplarımız ile bakıyoruz dünyaya..
Şimdi Şunları düşünmenizi istiyorum ; sonu pek iyi bitmeyen ve hemen öncesinde yaşadığınız en güzel anlardan birini düşünün, bu şey sizin hayatınıza ne kattı ve neleri eksiltti ? Bu şey hiç olmamış olsaydı ne olurdu ? Bu durum her ne ise, size göre iyi-kötü neleri fark ettiniz ya da neleri fark etmez yanından geçer giderdiniz ? Ve kim bilir, kaç zaman sonra bir başka dönemeçte daha geç fark ederdiniz ?
Eski bir şaman öğretisi şöyle der ; “ Bu neden hep benim başıma geliyor diyorsan.. Ders, Sen öğrenene kadar devam eder.. “
Öğretileri bilinçlice anlıyor ,fark ediyor muyuz ? Yoksa bir başka sarsıntıyı daha mı bekliyoruz ?
Kim bilir, alıştığımız acının kolay bahaneleri ardına sığınmak yerine yüklerimizden arınabilsek, vazgeçmeyi göze alabilsek, korkusuzca geleceğin belirsizliğini kucaklayabilsek sevgiyle, işte o zaman bu yolculukta bize sunulan fırsat ve hediyeleri görme şansımız olabilir belki de..
Nâzım ne güzel demiş ; “An-La-M-ak Sevgilim ,o bir müthiş bahtiyarlık, Anlamak gideni ve gelmekte olanı..”
O halde hep birlikte , yaşadığımız her anı daha değerli bir anıya dönüştürebilmek ve fark edebilmek ümidiyle.. Sevgi ve ışıkla kalın..