Dün iyi dediğine bugün kötü diyen, dün omuz omuza iken bugün bir düşman edası ile karşına geçen, menfaat uğruna gözlerini hırs ve nefret bürüyen, kardeşini bir kaşık suda boğacak olan, makam, mevki sahiplerinin yanında, mazluma “oh olsun!” çeken, insanlar haline geldik. Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı..
Güç karşısında hemen önünü ilikler memleketimizde insanımız. Böyle öğretiliyor “Sorma, sorgulama, araştırma, tartışma” deniliyor!. Ve en acısı da bizim memleket insanı unutur, alışır. Bundandır zorbaların hoyrat ve rahat hüküm sürmesi, bilge, üretken, saygın ve onurlu kişiliklerin ise çoğu kez tökezlenip gerilerde kalması...
Evet, en büyük zaaflarımızdan biri haklının ve doğrunun değil de güçlünün yanında yer alma mantığı. Gücü elinde bulunduran dan taraf olmak, ona yaranmaya çabalamak,
Zemin ve şartlara göre tavır belirlemek...
Zaman ve konjonktüre göre, senelerce savunduğu fikirlerden vazgeçip, yeni arayışlara girişmek artık çağdaşlık olarak benimsenmeye başladı. Bazı menfaatler uğruna birçok ölçü, prensip ve düsturu bir kenara koymakta herhangi bir beis görülmemeye başlandı. Hani ne diyorlar, ya ilim ya zulüm.
Haktan hukuktan, iyilik ve güzelliklerden bahsedeceksin, ardından her yeri yanlış olduğu için eleştirdiğin kişiyi bugün savunacaksın. Dün yerden yere vurduğunu bugün göklere çıkaracaksın. Menfaat insanların gözünü karartmış. Dün ne dediği önemli değil.
Ama bilinmelidir ki İnsanoğlu zulmetse de kader her daim adildir.
MEMLEKETİN EN BÜYÜK SORUNU
Bizim memleketin en büyük sorunu birlik ve beraberlik.
Bu olursa diğer sorunlar kendiliğinden çözülür diye düşünüyorum. Çünkü memleket bıçak gibi ikiye üçe ayrılmış durumda. Bu nedenle özellikle şehri yönetenlerin birliğimizi ve dirliğimizi zedeleyen, fitneyi, fesadı, nifakı, dedikoduyu ve düşmanca duyguları önce kendileri beslememeli, desteklememeli ve fırsat vermemelidir. Şehri yönetmeye aday olanların toplumsal dayanışmaya sıcak bakan, hoşgörülü affedici, sevgi ve saygı kurallarını ihlal etmeyen, verdiği sözde duran, kısacası insani değerleri önce kendi yaşamında uygulayan kişi olması lazımdır. Aksi takdirde birlik ve dirlik içinde kardeşçe yaşamaktan söz etmek abesle iştigalden başka bir şey ifade etmez!.
Allah birlik, dirlik bilen kindar olmayan vatandaşı bütünleştirici insanları muaffak eylesin.
EĞİTİMDE MUHASEBE NEDEN YAPILMIYOR
Memleketteki tüm sorunların temeli eğitim düzeyinin çok düşük olmasından kaynaklanıyor. Her acının ya da olumsuzluğun altında kesinlikle eğitimsizlik vardır. Gaziantep neden eğitim ve öğretim de hep aşağılarda. Eğitim ve sağlık çoğunlukla parayla satılan bir temel hak oldu. Bizdeki çalışmalar, koltuk hırsı ile yapılan çalışmalar hizmetten çok yerini koruma arzusu ile günü kurtarma ve göz boyamadır. Neden geçmiş ve geleceğin muhasebesi yapılmaz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Veysel KARAYILAN
NASIL OLDUK
Dün iyi dediğine bugün kötü diyen, dün omuz omuza iken bugün bir düşman edası ile karşına geçen, menfaat uğruna gözlerini hırs ve nefret bürüyen, kardeşini bir kaşık suda boğacak olan, makam, mevki sahiplerinin yanında, mazluma “oh olsun!” çeken, insanlar haline geldik. Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı..
Güç karşısında hemen önünü ilikler memleketimizde insanımız. Böyle öğretiliyor “Sorma, sorgulama, araştırma, tartışma” deniliyor!. Ve en acısı da bizim memleket insanı unutur, alışır. Bundandır zorbaların hoyrat ve rahat hüküm sürmesi, bilge, üretken, saygın ve onurlu kişiliklerin ise çoğu kez tökezlenip gerilerde kalması...
Evet, en büyük zaaflarımızdan biri haklının ve doğrunun değil de güçlünün yanında yer alma mantığı. Gücü elinde bulunduran dan taraf olmak, ona yaranmaya çabalamak,
Zemin ve şartlara göre tavır belirlemek...
Zaman ve konjonktüre göre, senelerce savunduğu fikirlerden vazgeçip, yeni arayışlara girişmek artık çağdaşlık olarak benimsenmeye başladı. Bazı menfaatler uğruna birçok ölçü, prensip ve düsturu bir kenara koymakta herhangi bir beis görülmemeye başlandı. Hani ne diyorlar, ya ilim ya zulüm.
Haktan hukuktan, iyilik ve güzelliklerden bahsedeceksin, ardından her yeri yanlış olduğu için eleştirdiğin kişiyi bugün savunacaksın. Dün yerden yere vurduğunu bugün göklere çıkaracaksın. Menfaat insanların gözünü karartmış. Dün ne dediği önemli değil.
Ama bilinmelidir ki İnsanoğlu zulmetse de kader her daim adildir.
MEMLEKETİN EN BÜYÜK SORUNU
Bizim memleketin en büyük sorunu birlik ve beraberlik.
Bu olursa diğer sorunlar kendiliğinden çözülür diye düşünüyorum. Çünkü memleket bıçak gibi ikiye üçe ayrılmış durumda. Bu nedenle özellikle şehri yönetenlerin birliğimizi ve dirliğimizi zedeleyen, fitneyi, fesadı, nifakı, dedikoduyu ve düşmanca duyguları önce kendileri beslememeli, desteklememeli ve fırsat vermemelidir. Şehri yönetmeye aday olanların toplumsal dayanışmaya sıcak bakan, hoşgörülü affedici, sevgi ve saygı kurallarını ihlal etmeyen, verdiği sözde duran, kısacası insani değerleri önce kendi yaşamında uygulayan kişi olması lazımdır. Aksi takdirde birlik ve dirlik içinde kardeşçe yaşamaktan söz etmek abesle iştigalden başka bir şey ifade etmez!.
Allah birlik, dirlik bilen kindar olmayan vatandaşı bütünleştirici insanları muaffak eylesin.
EĞİTİMDE MUHASEBE NEDEN YAPILMIYOR
Memleketteki tüm sorunların temeli eğitim düzeyinin çok düşük olmasından kaynaklanıyor. Her acının ya da olumsuzluğun altında kesinlikle eğitimsizlik vardır. Gaziantep neden eğitim ve öğretim de hep aşağılarda. Eğitim ve sağlık çoğunlukla parayla satılan bir temel hak oldu. Bizdeki çalışmalar, koltuk hırsı ile yapılan çalışmalar hizmetten çok yerini koruma arzusu ile günü kurtarma ve göz boyamadır. Neden geçmiş ve geleceğin muhasebesi yapılmaz.